Kadın Hakları

Kendi yaşadıklarım üzerinden Amerikan kadınlarına İran kadınları ve kendi yaşamımızı tanıtmak istiyorum. Ben, toplumun ne en yüksek kademesinden ne de en düşük kademesindenim. Ben, bir avukat olan bir kadın, Nobel Barış Ödülü kazanan bir kişi, bir üniversitede bir profesörüm. Aynı zamanda yemek yaparım. Cezaevine gitmeye çok yakın olduğumda bile yaptığım ilk işlerden birisi yeterince yemek hazırlamak ve buzdolabına bırakmaktır.

Özgürlük amacı olan bir hareket kesinlikle kadının özgürlüğünü esas almak zorundadır. Kadının özgürlük düzeyi toplumun özgürlük düzeyidir. Kadının özgürlük düzeyi erkeğin de özgürlük düzeyidir. Ortadoğu’da kadın oldukça geri planda tutulmakta. Denge tamamen erkek egemenliğinden yanadır. Bütün iktidarlar erkek egemen zihniyete dayanmaktadır. Özgürlük amacını taşıyan hareket kadın özgürlüğünü esas almak zorundadır. Kadın özgürlüğünü esas almak demek toplumu esas almak demektir. Gerçek özgürlük, demokrasi, eşitlik kadın özgürlüğünden geçmektedir. Nasıl ki Avrupa rönesansı, reformu geliştirdi ve onun üzerinden gelişmeyi sağlayıp bugünkü düzeyi yakaladı, Ortadoğu’nun reformu, rönesansı da kadının özgürlüğünden geçiyor.

Bence bugün kanunlarımızda kadınlarla erkeklerin eşitliğini bozan önemli hayati bir hüküm yoktur. Onun için Türk kadınını bundan böyle kadınlara yeniden haklar veya eşitlik hakları kazanmak için bir mücadeleye atılmak zorunluluğunda görmüyorum. Kadınların ancak kanunlarımızın kendilerine tanıdığı hakların bilincine varabilmeleri ve onların erkeklerin baskısından uzak, serbestçe kullanabilmeleri için bir eğitim ve öğretim seferberliğine inmek zorunluluğunu kabul ediyorum. (Atatürk'ün İzinde Bir Arpa Boyu, s. 57.)

Liste
Yükleniyor…