NATO’nun genişlemesi, Rusya sınırları yakınlarında silah sistemlerinin konuşlandırılması ve ittifakın Avrupa’daki askeri altyapısının 1997’deki haline geri döndürülmesine yönelik yeterli yanıt göremedik.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Jeopolitik
“Askeri çılgınlığa yenik düşmeyeceğiz. Ama görünen o ki NATO tüm enerjimizi ekonomi yerine silaha yatırmak ve sosyo ekonomik için bizim sınırlarımızda askeri varlığını artırmaya, provoke etmeye ve beyhude silah yarışına girmekten hoşlanıyor.”
Ukrayna NATO'ya katılır ve Kırım'ı askeri yollarla geri almaya karar verirse, Avrupa ülkelerinin otomatik olarak Rusya ile askeri bir çatışmaya gireceğinin farkında mısınız? Elbette NATO'nun birleşik potansiyeli ile Rusya'nınki karşılaştırılamaz. Bunu anlıyoruz, ancak aynı zamanda Rusya'nın dünyanın önde gelen nükleer güçlerinden biri olduğunu ve modern nükleer kuvvet bileşenlerinin sayısı açısından bu ülkelerin çoğundan üstün olduğunu da anlıyoruz. Ama kazanan olmayacak.
Rusya kendisini Avrupa'dan geri ama yine de Asya'dan ileride görüyordu. Fakat o zamandan şimdiye Asya çok daha hızlı ilerledi. Biz kendimizi modern Avrupa ile geri kalmış Asya arasında bir yerlerden ziyade iki Avrupa arasında ortada garip bir yerde buluyoruz.
Brezilya, Chavez’inki kadar net politikalar izlemese de ABD’ye açıkça “kıtayı karıştırmak için beni kullanamazsın” dedi. Güney Amerika bence Arap dünyası için çok güzel bir örnek, ama buralarda kimse bunu düşünemiyor bile, sanki haram.
ABD olmaksızın Batı, Avrasya kara parçasının ucunda, küçük ve önemsiz bir yarımada üzerinde dünya nüfusunun küçük ve gerileme halindeki bir parçası haline gelir.
Ukrayna, Ukraynaca konuşan milliyetçi Uniat Batı ve Rusça konuşan Ortodoks Doğu arasında bölünmüştür.
Sizin Afrika haritanız gerçekten çok güzel. Fakat benim Afrika haritam biraz farklı. Burası Rusya, ve burası... Burası Fransa ve biz tam ortadayız - işte benim Afrika haritam.
Amerikalılar hakikaten şanslı insanlar. Kuzey ve güneyden zayıf komşularla; doğu ve batıdan da balıklarla sarılılar.
Amacımız Batı'nın bağlı olduğu iki büyük hazine evinin kontrolünü ele geçirmek: Basra Körfezi'nin enerji hazinesi ile Orta ve Güney Afrika'nın maden hazinesi.
Ortadoğu'nun üç kilit ülkesi var. Bunlardan ilki olan Mısır'ı darbe ile birlikte 'yola getirmeyi' başardılar. Diğeri İran; onu da nükleer anlaşmayla beraber yaptırımları da kaldırarak içlemeye başladılar. Geriye kaldı 'yalnız ve güzel ülkem' Türkiye.
İran, Ortadoğu'nun ve Müslümanların hamiliğine ısındırılıyor. Asla gerçekleşmeyecek, sadece silah zoruyla becerilemeyecek, tarihî arka planı olmayan bir hayal bu. Ama esas dert de zaten İran'ın bu amaca ulaşması değil. Vahhabi- Selefi çizgi ile Şii- Rafizî çizgi arasında İslâm coğrafyasının esas makul olan damarı Sünnilik yok edilmeye, bu çaba üzerinden de tüm İslâm coğrafyası tarûmar edilmeye çalışılıyor. Böylesi bir süreç gerçekleşirse Suriye ve Irak'ta sadece 'fragmanı'nı izlediğimizi anlayacağımız bir kan deryasında hepimiz boğulmaya mahkûmuz.
Orta Asya'da olduğu gibi bir fetih sistemi kurulduğu zaman; bir toprak işgali diğerini izler, zorluk nerede durulacağını bilmektir.
Biz Afganistan olarak bir ticaret geçiş bölgesindeyiz. Komşularımızın, Afganistan'ı bir fırsat olarak görmesini arzu ediyoruz.
Türkiye, Nato’da Almanya, İngiltere ve Fransa’dan sonra en önemli oyuncudur. Türkiye İran’a bir model olacaktır. Orta Doğu için bir denge unsurudur. ABD Avrupa’nın güvenliğini sağlamalıdır. ABD, Japonya, Çin ve Hindistan arasında uzlaştırmacı bir rol oynamalıdır. Çin ile bağlarını kuvvetlendirerek dengeli bir ilişki kurmalıdır. Rusya çelişkiler ülkesidir ve ilginçtir ki Ruslar ‘Niye Türkiye gibi değiliz?’ şeklinde kendi kendilerini eleştirirler. Rusya’nın problemi demokrasidir. Onlar da demokrasi içinde bu problemi çözeceklerdir.
Avrasya, küresel üstünlük mücadelesinin oynandığı bir satranç tahtasıdır ve mücadele jeopolitik çıkarların stratejik idaresini de içerir. 1940'lı yıllarda Adolf Hitler ve Josef Stalin'in de üzerinde anlaşmaya vardıkları gibi, Avrasya dünyanın merkezidir ve onu kontrol eden dünyayı da kontrol eder.
İslamcı kimliğiyle belirlenmiş bir Afganistan doğal olarak Pakistan'ın müttefiki, hatta bir uydusu olacaktır. Etnik milliyetçilik esasına göre belirlenmiş bir Afganistan ise, tam tersine, Pakistan'ın kuzeybatısındaki Peştunca konuşan bölgelerde ayrılıkçı güçlere destek veren ve hatta belki de Hindistan'la ittifak yapan bir komşu olabilirdi.
Türkiye'de son zamanlarda, bir 'Yeni Osmanlıcılık' akımı ortaya çıktı. Türkiye'nin çevre ülkelere müdahalesini savunan bu 'Osmanlıcılık' akımı, Türkiye'ye ABD'den ithal edilmiş bir proje. ABD, Türkiye'ye, 'siz Osmanlı'nın torunlarısınız' diyerek, Türkiye'yi bölge ülkeleriyle, özellikle Suriye'yle savaşa sokmaya çalışıyor.