Hata yapmakla geçirilen bir hayat sadece onur verici olmakla kalmıyor, aynı zamanda hiçbir şey yapmadan harcanan bir hayattan daha yararlıdır.
- Henüz kategori yok.
-
Anadolu Otoyolu Bolu Dağı Tüneli Çıkışında Zincirleme …10.11.2025
-
Bursa ve Kocaeli için Japon Uzmandan Hayati Deprem Uya…10.11.2025
-
Benfica'da Tarihi Başkanlık Seçimlerinde Rui Costa Yen…10.11.2025
-
Bursa ve Çevresinde Peş Peşe Depremler: Balıkesir Merk…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.5 Büyüklüğünde Deprem: Son Dur…10.11.2025
-
Ligue 1'de Emegha Şov Yaptı: Strasbourg, Lille'i Mağlu…10.11.2025
-
Çarpıntı Dizisi 9. Bölümde Halit'in Dönüşüyle Ortam Kı…10.11.2025
-
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Saygı ve Minnetle Anma il…10.11.2025
-
Barcelona'da Peñarroya Dönemi Sona Erdi: Girona Mağlub…10.11.2025
-
Braga Belediyesi'nde Yeni Dönem: Altyapı Yatırımları H…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Hayat Felsefesi
Düşlerini neyle suladığına dikkat et. Düşlerini endişe ve korkuyla sularsan, yaşamını adete boğan yabani otlar biçersin. Düşlerini iyimserlikle, çözümlerle sularsan, başarı biçersin. Sözlerdeki incelik güven yaratır. Düşüncedeki incelik derinlik yaratır, Duygulardaki incelik ise sevgi yaratır. Bunlara sahip olan insan ise her zaman kendini aratır.
Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar. Bir kapı kapanırken başkası açılır. Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin hemen oracıkta olduğunu görürsünüz.
Hayatı ciddiye aldığımız zaman hata yapıyoruz. Arabesk , milli şuurumuz oluyor. Liste başı bir aşk uğruna heba ettiğimiz ömürlerimiz , Ruhlarımıza bir beden büyük geliyor..
Yaşamın ciddi olup olmadığını anlayana dek bunu ben de bilemeyeceğim. Onun tehlikeli olduğunu ve insanın canını çok yakabildiğini biliyorum. Ama bu illaki ciddi de olduğu manasına gelmiyor.
Akıllı olmanın avantajı şudur ki, insan istediğinde kendini aptal da yapabilir. Bunun tersiyse oldukça zordur.
Her insanın hayatının, kendi sırlarını ve dramalarını içeren incelemeye değer olduğuna inanıyorum.
Değişim hayatın kanunudur. Yalnızca geçmişe ya da şimdiye bakanların geleceği kaçıracağı kesindir.
"Unutma!" dediğimiz olay öyle bir değirmen taşı ki, zaman geçtikçe, değirmen taşları arasında kalan buğday tanelerinin evvela bulgur, biraz sonra un haline gelmesi gibi, olaylar beyinlerde yavaş yavaş un haline geliyor ve zaman ilerledikçe, o un zerrecikleri de zaman rüzgârı önünde savrulup gidiyor.
Dünyada kimseden çekinmeden dolaşabilmek, konuşabilmek, alnı açık olabilmek kadar insanı kendinden emin duruma getiren, rahatlatan başka bir zevk olduğunu zannetmiyorum.
Düzenli olarak sevdiklerimizle yüz yüze içten sohbetler yapabilmek, muhtaca ve âcize el uzatmak, edebiyat, sanat ve müziğin açtığı manzarada güzellikle hemhâl olmak, ibadet ve tefekkür edebilmek, tabiata açılabilmek için fazla mesaiden, yol trafiğinden, boş insanlardan ve boş konuşmalardan, televizyon ve ekran karşısında sürüklenmekten söküp geri almalıyız zamanımızı. Başkalarının yaşadığı gibi yaşamak zorunda değiliz. Bizim asli vazifemiz; sadece bize emanet edilmiş kendi özgün biricik hayatımızı ifa etmek.
Yaşadığınız hayatla yaşayacağınız hayat arasında bir çeşit etkileşim olması gerektiğini düşünüyorum.