Kadınlar artık erkeklerin kölesi olmayacak, onlara bağımlı olmayacaklar. Eğitimde, haklarda, ayrıcalıklarda ve kişisel özgürlükte eşit olacaklar.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Feminizm
Kişisel tarihimde, özgürlük düşleri kurarken ve tüm hayatı anlamaya çalışırken, feminist oldum. Kendi dışımdaki varlıklarla ilişkimi sorgularken. Bu sorgulamada cinsiyetçiliğin ne olduğunu ve nasıl işlediğini görmeye başladım. İlk anladığım şey, feminizmin kadın hakları savunuculuğu değil, bir özgürlük felsefesi ve politikası olduğuydu.
Ben 'töre cinayeti' kelimesini kullanmıyorum. Bunu devlet kullanıyor. Biz feministler, bu kelimeyi kabul etmiyoruz. Biz erkek şiddeti diyoruz, erkek şiddetinin değişik mekanizmaları, sebepleri ve araçları vardır. Ve bu, her olaydan olaya değişir. Genellemeler yapılamaz.
Eril dil sadece erkeklerin kullandığı dil anlamına gelmiyor. Kadınlar, hepimiz de kullanıyoruz o dili, çünkü binlerce yıllık erkek egemen toplumun içimize işlettiği dil o. İsterseniz askercil, savaşçı iktidar dili diyelim. Düşünün, Tanrı bütün tek tanrılı dinlerde erkektir, babadır. Peygamberler, tebliğciler de öyle... Buradan başlar iktidar sorunu. Erkeklerin şeytan, kadınların melek olduğunu hiçbir zaman düşünmedim, ama doğurmaya ve yaşamı koruyup sürdürmeye göre yapılanmış ve koşullanmış kadın, barış ve uzlaşma diline biyolojik açıdan bile daha yatkındır. Erkek iktidarının çemberlerini aşabildiği oranda tabii.
Bir kadın ancak kendine saygı duyduğu sürece başkalarından saygı bekleyebilir, ancak kendine inandığı zaman başkaları da inanabilir ona.
Kadının herhangi bir yerde varolabilmesi için sanki mükemmel olması gerekiyormuş gibi bir algı var. Erkekse daha tasasız bir şekilde pek çok şeyi kendine hak görebiliyor. Evet, Maren Ade’ye katılıyorum, mükemmel film yapmak zorunda değiliz! Varolmak ve takdir görmek için de “mükemmel” olmak zorunda değiliz.
Erkeklerden bir ölçüde bağımsız olana dek, kadınların erdem sahibi olması beklenemez; Bağımsızlaşmadıkça, onları iyi eşler ve anneler yapacak gücü kendilerinde bulamazlar. Mutlak olarak kocalarına bağımlı oldukları sürece kurnaz, ikiyüzlü ve bencil olacaklardır.
Artık kadınların yaşam tarzında bir devrim gerçekleştirmenin zamanı gelmiştir. Kadınlara yitirdikleri onurlarını geri vermek ve insan soyunun bir parçası olarak dünyanın dönüştürülmesine katkıda bulunmalarını sağlamak için geç bile kalınmıştır.
Daha az ücret alan, biraz daha fazla çalıştırılan, şikayet şansı daha az olan kadınlar, aslında kölelerin köleleridir.
Kadınları salt insani zenginlikleri içinde kavramanın, hep cinsiyetleri açısından bakmaktan, hep yarı şematize ederek görmekten kaçınmanın bu kadar zor olması ne tuhaftı.
Peki, geleceğin ortaçağ fikirlerini bırakıp kendini geliştirmiş kadınlardan birine âşık olursanız ve hükmedemezseniz ne olacak?
Beni dize gelmeye zorlayacak veya birey oluşumu ayaklar altına almaya kalkacak bir erkeğin sevgisini taşımazdım.
İnsan kadınları ister idealize etsin ister şeytanileştirsin her durumda erkeğe bağlı değerlendirip basitleştiriyordu.
Kadın gibi değil erkek gibi yaşadım. Canım ne istiyorsa onu yaptım, kendimi geçindirecek kadar para kazandım ve yalnız kalmaktan korkmadım.
Bu ödülü benden önce sahip olduğum kadınlara, hayatta kalanlara, öncülere ve dışlanmışlara hiç sahip olmayan tüm kadınlara adamak istiyorum.
Anımsayın! Kadınlığınızın onurunu destek aramayın, yalvarmayın, alttan alıp memnun etmeye çalışmayın. Verip elele, cesaret alın, doğrulun bizimle Birlikte kavgaya katılın bizimle...
Erkek için olduğu gibi, bir kadın için de kendisini bulmanın yolu, kendini bir kişi olarak bilebilmenin yolu, kendi yaratıcı çalışmasını yapmaktır.
Hiçbir kadın, diğer bütün kadınlar dizleri üzerinde doğrulup ayağa kalkmadıkça özgürleşemez.
Birinin düşmanları daima “feminizm sonrası” hakkında konuşur. Feminizmden uzaklaşmak isteyen insanlar tarafından icat edilen bir kelimedir.
Erkeklere yönelik kadına yönelik şiddetin kökenleri biyolojik değildir. Öyle olsaydı, her kültürde var olurdu. Ve her kültürde yoktur.
Çalışan kadınlar evde çocuk ve aile bakımı işini de yapmak zorunda kaldıkça, bir yerine iki işi olacak.