- Henüz kategori yok.
-
Thunder'dan Galibiyet Serisi ve Yaklaşan Grizzlies Maç…10.11.2025
-
YouTube TV ve Disney Arasındaki Kanal Anlaşmazlığı Dev…10.11.2025
-
Dexter'da İmar Gündemi ve Dexter Bulvarı'nda Gazi Günü…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.5 Büyüklüğünde Deprem Meydana …10.11.2025
-
Guillermo del Toro'nun 'Frankenstein' Filmi: Romanın K…10.11.2025
-
Jennifer Lawrence'tan Şoke Eden TikTok İtirafları: San…10.11.2025
-
Alperen Şengün'den NBA'de Büyüleyici Performans: Rocke…10.11.2025
-
Bursa'da Peş Peşe Depremler: Balıkesir ve Gürsu Merkez…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.5 Büyüklüğünde Deprem: Çevre İ…10.11.2025
-
Anadolu Otoyolu Bolu Dağı Tüneli Çıkışında Zincirleme …10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
Din Eleştirisi
Tanrı'sını yediğine inanan bir adam biz deli demeyiz; yine de, İsa Mesih olduğunu söyleyen bir adama deli diyoruz.
Küçük çocukları cehennem ile korkutmak, kadınları ikinci sınıf insan yerine koymak, bu dünya için iyi bir şey midir?
En bağnazlar dışında herhangi biri, sonsuz eziyetin insan ailesinin büyük çoğunluğunun muhtemel kaderi olduğuna dair korkunç öğretiye inanmamayı insanlığa kesin bir kazanç olmadığını iddia edecek mi?
Ve sevmek. Avam için din, kendi gibi düşünmeyenleri yok etmek hürriyetidir. Nazif dinim kinimdir diyordu. Bir Asur kâhini hortlamış, bir Asur kâhini. Kinle bağdaşan bir din, din olmaktan çıkar.
Bir sürü mucize var dünyada ve hepsi de uydurma ama insanlar bunlara inanıyor. Özellikle din öğretisini insanlar çok erken yaşta aldıysa ve hatta bu bir travmayla beraberse ondan kurtulamıyorlar. Öyle ki insanlığın icat ettiği en zararlı şey dindir; tarih boyunca en çok kan dökmüş ve kültür zenginliklerini ortadan kaldırmış en yaygın kurumlar dini kurumlardır.
Bir insanın peygamber olmayı istemesinde gizem yoktur. Peygamberlik mükemmel bir iştir. Tanrının konuştuğu insan sizsiniz. Yeryüzündeki bütün insanların arasından tanrı konuşmak için sizi seçti. elbette etrafta şahit yoktu ama yine de siz tanrının konuştuğu kişiydiniz.İnsanların sizi sevmesi, size hayranlık duyması, saygı duyması, sizinle yatması, size itaat etmesi ve size para vermesine şaşırmamalı.Bir insanın peygamber olmak istemesi süpriz değildir, asıl saçma olan diğer insanların buna izin vermesidir.”
Din odaklı terör ve kıyımlar hala devam edecekse ve geleceğe topallayarak gideceksek gerçek sorunun ne olduğunu düşünmemiz gerekiyor! Öldükten sonra size ne olacağını bildiğini söyleyenlere gelince; Hiçbir şey bilmediklerini garanti ediyorum. Bundan nasıl mı emin olabilirim? Çünkü ben bilmiyorum ve sende de benim sahip olmadığım o zihinsel güçler yok !
Tanrı yeryüzünde biriyle iletişim kurmak isterse, nasılsa çok güçlü, tüm dünyaya seslenebilir, öyle değil mi? Ama nedense daima kendine bir elçi seçip ona diyor ki: (kısık sesle) "pekala, artık peygamber sensin, git ve bunu dünyanın geri kalanına söyle. Ve inanmak zorunda kalıyoruz.
Din tehlikelidir. Çünkü tüm cevapları bilmeyen insanoğlunun yapmayı düşündüğü şeye müsaade eder.
Tüm bu sonsuz cehennem azabı tasavvuru Tanrı'nın sonsuz sevgisini sorgulayanları bekliyor. Büyütülürken bu mesajla yetiştirilmedik mi: İnan veya öl! "Teşekkürler bağışlayıcı Tanrı'm, tüm bu seçenekler için."
Olympos tanrıları veya Norveç tanrıları için durum neyse, Tanrı için de odur. Olympos ya da Valhalla tanrıları da var olabilir. Var olmadıklarını ispatlayamam ama, bence Hıristiyan Tanrısının var olması, öbürlerinin var olmasından daha olası değildir. Hepsinin varlığı bir olasılıktan öteye geçmiyor bence.
İnsan ırkının büyük bir bölümünün Tanrıya inanmadığını ve buna karşın gözle görülür bir ceza da çekmediğini gözlemliyorum. Şayet bir Tanrı olsaydı, onun varlığından şüphe ediyorlar diye alınganlık edecek kadar huzursuz bir kibre kapılacağını hiç sanmıyorum.
Hayatla baş edebilmek için bir inanca ya da dine bağlanmaları gerektiğini düşünen insanlar bence korkaklık ediyorlar; aynı tavrı başka bir konuda gösterseler bu aşağılanacak bir durum olurdu. Fakat konu din olunca bu hayranlıkla karşılanıyor ama ben hangi konuda olursa olsun korkaklığa hayranlık duyamıyorum.
Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede güneşin etrafında dönen Çin seramiği bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her Pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişiye yakınçağda bir ruh doktoruyla ya da daha önceki çağlarda bir Engizisyon yargıcıyla bir randevu alınırdı.