Dilbilim

Göstergebilim, ilke olarak; yalan söylemek için kullanılabilecek her şeyi inceleyen bir disiplindir. Bir şey eğer bir yalan söylemek için kullanılabilecek bir şey değilse diğer yandan gerçeği söylemek için de kullanılabilecek bir şey değildir: Böyle bir şey aslında "söylemek" için de kullanışlı bir şey değildir.

En sevdiğim kelime "yesari" oldu, içinde birbirini tekrarlamayan, "o", "u", "ö" gibi fonetiği bozuk olanların dışında kalan, ince-kalın-ince olarak ardışık biçimde dizilen sesliler ve onların arasına usulca sokulmuş dili tatlı biçimde tırmalayan "r", ıslık sesi veren "s", söylenişi hançere titreten "y" den oluşan ve başka bir tanesine daha ihtiyaç duyurmayan sessizler bulunmasından ötürü, fonetik bir zenginliği literal bir fazlalığa ihtiyaç duymadan gerçekleştirdiğini hissetmeme ve "solaklık" gibi basit ve somut bir insani özelliği anlam olarak üstüne alıp yüksek bir müzikaliteyle ifade etmekteki sadelik ve yüceliği görmeme bağlı olsa gerek...

Bu kitapta yer alan anlatı, Chomsky'nin derinden etkisinde olacak. Ancak anlatı kesinlikle ona ait olmayacak, onun söylediklerini aktarmayacağım. Chomsky, Darwinci doğal seçiciliğin dil organının kökenini açıklayıp açıklayamayacağıyla ilgili şüpheciliğiyle pek çok okuyucunun aklını karıştırdı. Ben, tıpkı göz gibi, önemli işlevleri yerine getirmek için tasarlanan dil organının evrimsel uyum sonucunda ortaya çıktığını düşünüyorum. Chomsky'nin dilin özelliklerinin doğasıyla ilgili varsayımları sıklıkla anlaşılması güç formüllerle ifade edilen kelime ve cümlelerin teknik çözümlemelerine dayanır. Onunla aynı nesilden konuşmacıların tartışmaları üstünkörüdür ve aşırı idealleştirilmiştir. Onun varsayımlarının çoğunu kabul etmeme rağmen, sadece zihinle ilgili sonucu pekçok kanıtlarıyla birlikte ikna edicidir, diye düşünüyorum.

Liste
Yükleniyor…