Dil ve Kimlik

Türkiye yahut Türkmeniya ismini dünyanın en zeki, en bilgili insanları vermiştir. İtalyanlar, Cenovalılar ve Venedikliler tarafından verilmiştir. Çünkü bu adamlar coğrafya bilirler. Etrafı kollarlar. Bir kavramın saçmalığını anlamak için yapacağınız ilk şey onu ilk evvela tercüme etmektir. 'Türkiyeli' gibi bir kavram başka dillere çevrilir mi? Çevrilir dediğin zaman ne kadar gülünç olur ona bakacaksın. İkincisi dünyada 'Türkiyeli' olmayıp da Türk olan vardır. Türkiye bunun coğrafyasıdır. Ben bunları fantezi, fikir jimnastiği olarak görüyorum. 'Türkiyeli' bidon bir kavramdır. Çeviremezsiniz, bundan bir üst kimlik de yaratamazsınız. Sağa sola bakarak bu tür kavramlar kullanamazsınız.

Bu benim ana dilim Almanca. On beş yaşımdayken şehirde Rumenceyi çok geç öğrendim ve öğrenmek istedim. Ben dili çok seviyorum. Rumence çok güzel, şehvetli, şiirsel bir dildir. Ve o andan itibaren – belki de bu kadar geç öğrenmem iyi oldu çünkü – sonra gözüm vardı – Rumence’nin görsel açıdan ne kadar zengin olduğunu, ne kadar harika metaforlar olduğunu, insanların her gün kullandığı yaygın metaforları fark ettim. , batıl inançlarda veya ... ifadelerde, birçok şey çelişkilidir veya bitkilerin isimleri, Almanca'dan tamamen farklı bir şey olarak adlandırılır. O zaman aynı şeye farklı bir bakış… İki makam olduğunu hep görmüşümdür, biri benim dilimde bir şey için makam, diğeri de bu diğer makam. Bu sadece farklı bir kelime değil, farklı bir bakış açısı. Dilin farklı gözleri vardır. Benim durumumda Rumence her zaman benimle yazar, hatta Rumence yazmadığım zamanlarda da, çünkü aklımda var.

Liste
Yükleniyor…