Sadece kültürel ya da entelektüel olarak değil, siyasi ve ekonomik alanda da bütün önemli mevkileri ele geçirmişlerdi. Bu caniler (Yahudiler), Almanların bütün barış taleplerini reddettiler. Çünkü bu barış, onların kapitalist düzeniyle uyuşmuyordu.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#yahudiler
Ne zaman bir tiyatro gösterisi, bir müzik abartılırsa Yahudi yapımı bir şey olduğunu görüyordum. Bunu abartanlar da Yahudilerdi. Birçok alanı ele geçirdikleri için tüm alanlarda birbirlerini kayırıyorlardı. Güzel bir Alman yapıtı 10 üzerinden 5 alamazken Yahudi yapıtları 10 alıyordu. Bu yüzden bir antisemitist olmaya karar verdim.
'Kavgam' kitabım bir millete her gün okutulmuş olsa, inanın ki Yahudi tehlikesinin önü alınmış olacaktır.
Henüz zayıf bulunan her hareket için, daha kuvvetli bir rakibi kendine çekmek maksadıyla topluluklara anlamlı olmayan karar veya yanlış bir husus telkin etmekte başarı gösterilirse, işte o zaman yolunu şaşırma ve yenilme tehlikesi ile yüz yüze kalınır. Bu işe teşebbüs etmek, diğer hareketler gibi bağırmak ve birlikte yürümek eğiliminden doğar. Bazen delil ve düşünceleri hayali olmakla beraber, genç hareketin kendi görünüşüyle aynı yönde bir karar alması imkânı doğarsa, insanlardaki korkaklık bu gibi durumlarda bu türlü hayali delil ve muhakemeleri büyük bir şevk ve hevesle artırmaya neden olur. Çünkü insanlar, böyle bir ihanete iştirak ederken kendi görüşlerini haklı çıkartacak şeyleri daima bulurlar. Bu konuda sürekli denemelerde bulundum. Hareketimizi, suni bir şekilde tahrik edilmiş genel atmosfer içine düşmekten, ya da daha doğrusu bu suni atmosfer tarafından sürüklenmekten kurtarmak için, büyük bir göç harcanması gerekiyordu. Bunun en son örneği Alman milletinin hayatına hiç önem vermeyen basının Güney Tirol meselesine milletimiz için korkunç bir önem kazandırmayı başardığı sırada göze çarptı. Birçok kimse ve partiler, bu basının kimlerin hesabına çalıştığını araştırmadan, Yahudiler tarafından özel bir şekle sokulmuş olan kamuoyunun karşısında biraz da korkaklık nedeniyle, sistem aleyhindeki mevcut mücadeleye öyle bir yardımcı olmaya başladılar ki, bizler için bugünkü durumumuza göre, bu sistemi, çökmekte olan dünyada tek bir kurtuluş ümidi olarak kabul etmemiz gerekti. Vatansız ve beynelmilel Yahudi, ağır ağır, fakat başarı yolunda emin bir şekilde yürüyerek milletimizin boğazını sıkıp, nefesini keserken, yurtsever geçinenlerimiz dünyanın isterse bir noktası üzerinde olsun, Yahudi ve farmason baskısından kurtulmayı başarmış beynelmilel ideolojinin zehrine karşı milliyetçi bir direniş göstermiş ve milliyetçi bir sistem çıkarmış olanların karşısına geçmiş, adeta köpekler gibi uluyarak saldırıyorlardı.
Halk ile halkın arasındaki nefretin mücadelesini, bunda özellikle çıkarı bulunan taraflar körüklüyor. İnsanları birbirine karşı getiren küçük, yurtsuz bir enternasyonal klik bu. Halkın huzura kavuşmasını istemiyor bunlar. Memleketin hem her yerinde olan, hem de hiçbir yerinde olmayan bir halk bu. Yetiştikleri bir toprağı da yok bunların! Fakat bugün Berlin'de oturuyorlar. Yarın, Brüksel'de. Ertesi gün, Paris'te. Sonra Prag, Viyana ya da Londra'da. Üstelik kendilerini her yerde “memleketteymiş” gibi hissediyorlar. Enternasyonal unsurlar olarak gösterilebilecek bir tek bunlar var. Çünkü bunlar işlerini “her yerde” yürütüyorlar. Fakat halkımız bu topluluğa uymaz ve onların peşinden gitmez. Çünkü halkımız kendi toprağından ve vatanından sorumludur. Devletinin ve insanlarının hayat tarzıyla yetinir.
Esasen enternasyonalizm de, mevcut olan genel bir felsefi düşüncenin Yahudi olan Karl Marx tarafından açıkça bir siyasi doktrine çevrilmesinden ibarettir. Eğer önceden bu zehirlenme olmasa idi, her siyasi doktrinin, siyasi sahada muvaffâkiyet kazanmasına imkan olamazdı. Karl Marx, sadece çürümüş bir dünyanın kokan bataklığında, bilhassa zehirli olan maddeleri teşhis eden kimse oldu. Karl Marx, zehir saçan maddeleri eline geçirip, bunları dünyanın hür milletlerinin hayatlarını mahvetmek için bol miktarda kullandı. Ve bütün bu işleri kendi ırkının lehine yaptı. İşte Marksizm bugün kabul edilmiş felsefi sistemin özünden ibarettir.
Eğer Yahudiler bu dünyada yalnız başlarına olsalardı çirkef içinde boğulurlardı veya amansız ve insafsız mücadeleler içinde birbirlerinin kökünü kazımaya çalışırlardı.
Dünya halkları çok yakında nasyonal sosyalizm kontrolündeki Almanya'nın diğer halkların düşmanlığını kazanmak istemediğini görecektir. Bir kez daha kahinlik yapacağım. Avrupa'nın içinde ve dışındaki Yahudi cemaatinin uluslararası finansmanı dünya halkları arasında bir kez daha dünya savaşına neden olacaksa, sonuç dünyanın Bolşevikleşmesi, yani Yahudi zaferi olmayacaktır. Ancak Avrupa'nın Yahudi ırkından temizlenmesini sağlayacaktır.
Diğer tehlikeler gibi, Yahudi tehlikesini de biz ortaya çıkardık. İstikbâlde bu sebepten dünya bize karşı sonsuza kadar minnettar kalacaktır.
Biz, Rus bolşevizmini yirminci asırda Yahudilerin dünya hâkimiyetini ele geçirmek için bir teşebbüsleri saymalıyız. Başka dönemlerde de Yahudiler aynı amaca ulaşmaya giriştiler. Bu eğilim Yahudilerin benliklerine pek derin biçimde kök salmıştır. Başka milletler kendi cinslerini ve güçlerini geliştiren içgüdüyü izlemekten, kendi istekleri ile vazgeçmezler. Ancak milletleri dış şartlar böyle bir şeyle karşı karşıya bırakır. Yahudi dünya diktatörlüğüne yürüyüşünü ihtiyari bir feragat ile veya ebedi emelini kendi içine atmak suretiyle kesmez. O da ancak dış kuvvetlerle yolundan döner. Çünkü, ondaki dünya tahakkümü içgüdüsü, ancak kendisi ile birlikte sönecektir. Fakat ırkların âcizlerinin ihtiyarlık yüzünden ölmeleri, ancak kanların balistiğinden vazgeçtikleri zaman vukua gelir. Yahudi ise bu temizliği muhafaza etmek yolunu dünyada her ırktan daha iyi bilir. Demek ki, Yahudi kendi yolunda sürekli biçimde ilerleyecektir. Ta ki, karşısına başka bir kuvvet çıkıp da, gökleri kuşatmaya girişmiş olan Yahudi'yi pek büyük bir çarpışma sonunda cehenneme yollayıncaya kadar...
Yahudiliğin Filistin'e yerleşmesinde "Mikve İsrael" çok çok önemlidir. "Mikve" İspanyolca'da, "umut" demektir, İbrani "Tikve İsrael" diyorlar; o zamanki Osmanlı memaliki ve bugünkü İsrail'de kurulan tarım okulu ve çiftliğidir. Benzeri Aydın'da da kurulmuştur. Hepsi, Hamid zamanındadır. İstememiştir, ancak kapıları açmıştır. Kuşkusuz Sultan Hamid, ürkmüştür, sonra önlemeye çalıştı. Ama atı alan Üsküdar'ı geçmişti.
Biz Yahudilerin II. Abdülhamid'den daha iyi bir dosta sahip olmadığının tamamen farkındayım.