#vicdan

Döneklik zor şey, bir kez ihanet ettiğiniz zaman herkesi ihanete zorlamaya başlarsınız. (...) Onlar için kavgayı sürdürenler vicdan azabı gibidir. Herkes dönsün, herkes ihanet etsin isterler. Çünkü herkesin döndüğü yerde "dönek", herkesin ihanet ettiği yerde de "hain" yoktur.

Kısacası hayvanlara doğal olarak empati hissettiğimiz, hayvanların acı çekmelerini istemediğimiz ama bir yandan da hayvan yediğimiz için karnizm normalde karşı çıkacağımız baskıcı bir sistemi desteklememizi sağlamak için bir dizi araçla vicdanımızı baskı altına almamızı sağlamak zorundadır.

Mutluluk başkaları mutsuzken yalnızlıkla olmaz, toplulukla olur. Aç insanlar olduğunu bilirken, lokmalarım rahatlıkla boğazımdan geçmiyor; soğukta titreşenler varken, odamdaki sobamda ısınamıyorum. Bu İsa'ca bir duygu ve duygusallık değildir. Bu bilinçli, akılcı bir davranıştır. Yemeğimi rahat yemek istiyorum, rahat ısınmak, rahat uyumak istiyorum; bu benim hakkım değil mi? İşte ben bu hakkı istiyorum.

Korku, en beşeri duygudur. Benim iktidarlara başkaldırışımı görenlerden kimi beni korkusuz insan sandılar. Oysa ben korkarım. Ne var ki, bende, başkalarına yararlı olacaksa, doğru bildiğimi, inandığımı söylemek, açıklamak duygusu, korku duygusuna her zaman üstün gelmiştir. Korkarım, yine söylerim. Korkmuyorum diyenler, ya başkalarına yalan söylüyorlar, ya kendilerine yalan söyleyip kendilerini kandırıyorlar ya da bilmeyerek insan olmadıklarını söylüyorlar.

Ama biz kendimizi biliyoruz kardeşim. Kanunlara saygılıyız. Allah'tan korkarız. Önemli olan herkesin bu duygular içinde olması. Kanunlara saygılı olacaksın. Başkalarının haklarına saygılı olacaksın ama maalesef işte. Çok zor günler bekliyor ülkeyi.

Hümanizma, demokrasi, uygarlaşma, küresel düşünme, adalet, vicdan ve merhamet, edebiyat alanında son derece önemli ve gerekli şeylerdir. İyi bir edebiyat yalnız bu temeller üzerine inşa edilebilir. (...) Bu ölçütler olmadan hiç kimse iyi bir edebiyat yaratamaz. Ne acılar ve sızılar, ne umut ve yüce duygular tek başlarına edebiyat olabilirler. Ama iyi ve edebi bir örgü içinde, sözünü ettiğim ölçütlerle ölümsüz bir edebiyata dönüşebilirler.

Korkaklık “güvenilir mi?” diye sorar. Menfaat “politik mi?” diye sorar. Ancak vicdan “doğru mu?” diye sorar. Ve öyle bir an gelir ki insan ne güvenilir, ne politik ne de popüler olmayan bir tavır almak zorunda kalır; çünkü vicdanı ona bunu yapmanın doğru olduğunu söylemektedir.

Kendi bahtsızlıklarına rağmen, bizlere böylesine iyi davranan bu insanları gördükçe, onların mutluluğu için kesinlikle daha sıkı çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu gerçeği kral da görmektedir. Kendi adıma konuşmam gerekirse, taç giydiğim günü (yüz yıl bile yaşasam da) hayatboyu unutmayacağım.

Liste
Yükleniyor…