#vatan

Bak oğlum. Ben bu devleti, elimde avucumda yokken, 1,5 milyon insanımı kaybetmişken, senin Yunan dediğin dünkü Osmanlı uyduruğu, Anadolu'nun yarısını işgal etmişken, halktan askerin kıçına don toplayarak kurdum. Bütün bunların üstüne sen tutup bana silah çekersen, bu şu demektir: 'Ben senden daha cesurum, ben bunu senden daha iyi kullanırım. İşte o zaman o silahın namlusunu senin ağzına sokarım!

Türkiye’nin savunması Türkçenin savunması ile başlar. Bir millet tarihten nasıl silinir? Türkiye’nin bugün ne sanayisi, tarımı, teknolojisi kalmıştır ne de araştırma bilimi kalmıştır. Son çıkarılan kanunlarla topraklar yabancılara çok ucuza satılmaktadır. İşte 50 yıldır olan eğitim sistemi ile adı vatan olan şehit kanıyla sulanmış toprakları kolayca yabancılara satacaklar yetiştirilmiştir. Topraklar da gittikten sonra sıra sepet havasına gelir. Havai, Haiti, Filistin’e bakın neler olmuştur.

Hem Malatyalıyız hem Elazığlıyız. Her iki tarafı da küstürmemek lazım. Her iki tarafı da çok seviyorum. Ben şehir milliyetçisi değilimdir. Ben aslında Türkiyeliyim. Ben ülkemi severim. Ülkemin bayrağının dalgalandığı her yer benim için memleketimdir. Oradan adam çıkmaz, buradan adam çıkmaz gibi lafları da da hiç sevmem, sinir olurum. Her yerden adam çıkar.

Çanakkale şehitliğinde gördüğüm manzara şuydu. Şehit olanlar arasında 55 yaşında, 30 yaşında, 20 yaşında, 18 yaşında, 15 yaşında ve 10 yaşında da insanlar var. O insanlar bu ülke için canlarını vermişler. Biz bu ülkede yaşıyorsak o insanlar sayesinde yaşıyoruz. O yüzden bu ülkeye borçlu hissediyorum kendimi.

Sade millet halinde değil, fert olarak insan gibi yaşamak isteyen her Türk, “her şey Türklük için!” prensibini benimsemeye mecburdur. Bu prensibi benimsemeyenler, yalnız vatanlarını ve milletlerini değil, kendi varlıklarını da felaketin kucağına atmayı, bilerek veya bilmeyerek, göze alan zavallı yaratıklardır.

Liste
Yükleniyor…