- Henüz kategori yok.
-
Dexter'da İmar Gündemi ve Dexter Bulvarı'nda Gazi Günü…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.5 Büyüklüğünde Deprem Meydana …10.11.2025
-
Guillermo del Toro'nun 'Frankenstein' Filmi: Romanın K…10.11.2025
-
Jennifer Lawrence'tan Şoke Eden TikTok İtirafları: San…10.11.2025
-
Alperen Şengün'den NBA'de Büyüleyici Performans: Rocke…10.11.2025
-
Bursa'da Peş Peşe Depremler: Balıkesir ve Gürsu Merkez…10.11.2025
-
Balıkesir Sındırgı'da 4.5 Büyüklüğünde Deprem: Çevre İ…10.11.2025
-
Anadolu Otoyolu Bolu Dağı Tüneli Çıkışında Zincirleme …10.11.2025
-
Bursa ve Kocaeli için Japon Uzmandan Hayati Deprem Uya…10.11.2025
-
Benfica'da Tarihi Başkanlık Seçimlerinde Rui Costa Yen…10.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#Türkiye
Dünyada iki büyük süper güç kalacaktır. Bunlardan biri Yahudi Enternasyonal Gücü, diğeri ise İslam Enternasyonal Gücü. Yahudi Enternasyonal Gücü'nün en mühim kalesi Çin olacaktır. İslam Enternasyonal Gücü'nün kalesi ise Türkiye olacaktır.
Yıkıcı deprem bu sabah Türkiye ve Suriye'yi sallayarak yüzlerce insanın hayatını kaybetmesine ve çok daha fazlasının yaralanmasına neden oldu. Düşüncelerimiz Türkiye ve Suriye halklarıyla birliktedir. AB yardıma hazır.
Bence yapmamız gereken farklı bir yaklaşım izlemek. Muhalefetin liderlerini desteklediğimizi açık şekilde belirtmeliyiz. Açıkça pozisyonumuzun parlamentoda da yer edinmek isteyen Kürt nüfusun entegrasyonunu sağlamak olduğunu söylemeliyiz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz şeyler hakkında sesimizi çıkarmalıyız. Yaptıklarının bedelini ödemeli. Muhalefetle doğrudan iletişimde olup, Erdoğan’ı mağlup etmeleri için cesaretlendirebiliriz. Darbe ile değil, seçimle.
İttifak içinde hiçbir ülke Ukrayna'ya gerek silah verme, gerek diplomasi ve gerekse başka eylemleri ile Türkiye kadar etkili olamadı.
Eğer memleketin felakete sürüklenmesini istemiyorsak, derhal harekete geçmeliyiz. Yeni Turan? Şüphesiz, Türkiye’yi Türklere teslim etmek lazım. Fakat ne satılmış Türklere ve ne de tampon askelere!
Sarkozy; “Müslüman ülke Avrupalı olamaz” buyurmuş. Esasen kendisinden “Türkiye AB'ye girebilir ve girmelidir” gibi bir söz sâdır olsa idi, o zaman şaşırırdım. Nitekim on yıldan az fazla bir süre önce Avrupa'da “Müslüman ülke” denebilecek küçük bir Bosna-Hersek'in bulunmasına da tahammül edilemedi. Şu halde Türkiye'nin adaylığı; 1999 depreminden sonra, “bir tesellî ver!” kabilinden isteklere karşı, bir “oyalama ve bu arada bazı şeyler koparma” tertibi olarak mı kabul edildi?
Türkiye, bize en yakın ülke. Bizler, ortak mirasın, Osmanlı kültürünün bir parçasıyız. Son derece iyi ilişkilerimiz var. Diyanet İşleri Başkanlığından her zaman destek ve anlayış görüyoruz.
Bir daha söyleyelim. Avrupa Birliği bir siyasi proje. Siyasi projenin Türkiye üzerindeki sömürgeci emellerini eleştirmek çağdaşlığa düşman olmak demek değil. AB'nin Türkiye'yi dışa kapıyor. Sen benim kumam oalcaksın diyor. Biz de çağdaşlıktan yanayız yalnız çağdaşlık AB demek değildir. AB tarihin çöplüğünde yer alan birçok siyasi birlik gibi bir siyasi birlik şu anda da bölünmek üzere.
Tarihçileri ötüp duruyordu Ermenistan'ın gel dedi bizim Tarih Kurumu istediğini yapacağız, Türkiye'deki herhangi bir mezarı birlikte açalım dedi, tık yok!
Türkiye kendi içinde halen bir demokrasi mücadelesi veriyor. İnsanlar halen görüşlerini ne kadar özgürce ifade edeceklerini bizzat kendileri otosansür uygulayarak belirliyorlar. Özellikle içerden çıkan 'aykırı sesler'e tahammülsüzlük had safhada.
Ben iyi bir solcuyum. İyi de bir Ermeni'yim. Bu ikisi bir araya geldiğinde belasın sen bu ülkede.
Ortadoğu'nun üç kilit ülkesi var. Bunlardan ilki olan Mısır'ı darbe ile birlikte 'yola getirmeyi' başardılar. Diğeri İran; onu da nükleer anlaşmayla beraber yaptırımları da kaldırarak içlemeye başladılar. Geriye kaldı 'yalnız ve güzel ülkem' Türkiye.
Arap Baharı döneminde, halklar diktatörleri alaşağı edip yerine kendi istedikleri yönetimleri getirene dek, ABD Türkiye'yi 'model ülke' olarak sundu. Ancak yönetime gelenler, ABDİsrail'în arzu ettiği parti ve gruplar olmayınca darbelerle yönetimler tekrar indirildi ya da Tunus'taki gibi pasifize edildi. Batı'nın beraber çalıştığı askerî faşizm düzenlerine 'demokrasiyi yerine oturtmak' denilirken, o ara Türkiye de birden 'otoriter ülke' kategorisine sokuluverdi. İran-ABD işbirliği bu konjonktürde geldi.
Mustafa Kemal, Türkiye’nin yüzyıllardan beri iki büyük kahredici gücü, iki büyük lanetleme gücü ezdiğini haykırdığı gün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gönderine ilk Cumhuriyet bayrağını çekmişti. Bu iki kahredici, lanetleme, baş belası güç neydi? Mustafa Kemal’e göre; birisi Emperyalizm, öteki Saltanat’tı. Cumhuriyet Saltanat kazanını devirip, emperyalizmin ateşini Türkiye’de söndürdüğü için, bir Millî Kurtuluş yarattı.
Türkiye'nin kurtuluşu: Ne tanrılaşmış bile olsa, bir fert, ne bir hükümet, ne bir parti, ne bir zümre veya sınıf insan işin hakkından gelemez. Ancak BÜTÜN vatandaşların İKİNCİ BİR KUVVAYİ MİLLİYE SEFERBERLİĞİ başarı getirebilir.
Türkiye halkına ve yurduna 'bu hayasızca akın' dan kurtuluş yolunu ister istemez Türkiye İşçi Sınıfı'nın siyasi partisinden başkası gösteremez ve açamaz.
Yahudi cemaati ister Türkiye'de ister New York'ta yaşasın, ülkemizin, toplumumuzun ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye, farklı dinlere, kültürlere ev sahipliği yaptı ve hepsi ortak tarihimizin mihenk taşı oldu. Çeşitliliğimiz gücümüzü yansıtır.
“Büyük Şeytan´ın (ABD) savaş planlarına yardımcı olmak, Suriye´ye komşu ülkeler için doğru bir temel değildir. Eğer onlar bu temelde hareket ediyorlarsa, o zaman şunu bilmeliler ki, bir sonraki seferde, sıra Türkiye ve diğer ülkelere gelecektir.
Bu Patriot’ların her biri dünya haritasında bir kara lekedir ve dünya savaşına neden olmak anlamına gelir.
Avrupa soykırımdan bahsediyor. Soykırım Balkanlar'da olmuştur. Bulgar, Sırp, Yunan, bizim Türklerimizi katletmiştir, soykırım orada olmuştur. Ben Avrupa tarihine inanmam, Avrupa tarihi bizim tarihimizi tahrip etmiştir, benim bütün hayatım bu tahrifatı düzeltmekle geçti. Eğer herhangi bir şey için övüneceksem bunun için övünürüm. Avrupa'nın yalanlarını yüzlerine vuruyorum. Avrupa bize hiçbir zaman dost olmadı. Bugün de geleneksel düşmanımızın maşası halinde. Türkiye çok güçleniyor, Avrupa da bundan korkuyor ve bizi parçalamak istiyor. Çünkü Türkiye, Ortadoğu'da oldukça parçalayamaz, Türkiye'yi bağımlı yapamaz. Ama parçalayarak bağımlı yapmaya çalışıyorlar. Bizde AB sevdası var, AB bizi anlamıyor. Bizim diplomatlarımızın, hükûmetlerimizin, medyamızın bu rehaveti karşısında tekrar isyan damarlarım kalkıyor. Avrupa kapitalizmi, Avrupa'nın refahı Türkiye sayesindedir.(Balıkesir Üniversitesi'nde alkışlanan konuşmasından, 2006)