Toprakta her canlıya ait her şey vardı ve hiçbir canlıya ait hiçbir şey yoktu. Toprağın üstünde yaşayan insan, toprağın bu akıl almaz kargaşasından habersizdi. Bir gün bu kargaşaya katılacağını, kendi yaşam tarihine bu kargaşanın içinden, bu kargaşanın vicdanıyla bakıp, gerçek durumu anlayacağını ve acı acı gülümseyeceğini aklının ucundan bile geçirmiyordu. İnsanı bu hale getiren şey neydi? Ne yapmak istiyordu insan?
- Henüz kategori yok.
-
Belçika Derbisi: Anderlecht - Club Brugge Maçında Vana…09.11.2025
-
Bursaspor, TFF 2. Lig'de Kritik Gebzespor Deplasmanınd…09.11.2025
-
Athletic Bilbao ve Oviedo San Mamés'te Kritik Galibiye…09.11.2025
-
Trendyol 1. Lig: Pendikspor - Ümraniyespor Maçı Ne Zam…09.11.2025
-
Galatasaray'dan Kış Transferinde Çifte Hamle: Lookman …09.11.2025
-
Rodrygo'nun Real Madrid'deki Beklenmedik Düşüşü: Premi…09.11.2025
-
İznik'te Feci Kaza: Elektrikli Bisiklet Sürücüsü Tırla…09.11.2025
-
Muşspor'dan Kritik Kahramanmaraş Deplasmanı: Play-off …09.11.2025
-
Serie A: Atalanta - Sassuolo Maçı İlk 11'leri ve Detay…09.11.2025
-
Guingamp'ın Sahadaki Zorlukları: Başarısız Sezon Önces…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#toprak
Aşk halini, kendi kıyametini yaşıyordu toprak. Büyük alt üst oluşlara, ateşe ve uğultuya durmuştu. Kum gibi çoğalan, yığılan, savrulan canlılar, binbir biçimde, toprağı iğfal ediyor, kudurtuyor, kıtlığa ve berekete taşıyordu. Gömülen insanlar parçalanıyor, gözle görünmez milyonlarca canlıya dönüşüyor, toprağı kaynatıyor, mayalıyor, döllüyor, doğuma hazır hale getiriyordu.
Toprak... Evrensel ana, ortaklaşa mezardır da. Bir yandan aşınırken, bir yandan tazelenir.
Feodal sistem, toprağı işleyenlere değil,gasbetmeyi becerebilenlere veren bir örgütlenmeye dayanırdı.
İnsan ayaklarında kök salıyor ve en iyi ihtimalle, tabanlarının sevgi dolu ve manyetik dokunuşuyla toprakla iletişim Kurana kadar evinde veya arabasında bir saksı bitkisinden başka bir şey değil.
Evet, biz Ermenilerin bu topraklarda gözümüz var. Var, çünkü kökümüz burada. Ama merak etmeyin. Bu toprakları alıp gitmek için değil. Bu toprakların gelip dibine gömülmek için...
Ey yakınlarım! Cihada sarılın. Bu topraklar ancak Cihad etmekle korunabilir. Yermûk, Rumlarla yaptığımız ilk büyük muharebedir. Bundan sonra, daha nice savaşlar birbirini takip edecektir.
Ademin özünü Medine toprağından yarattı. Başını, Beytülmukaddes toprağından yarattı. Kulağını Tur toprağından yarattı. Burnunu Dımışık (Şam) toprağından yarattı. Sakalını Uçmak, alnını Medine’nin Mağribinden yana toprağından yarattı. Ağzını Medine’nin Maşrıktan yana toprağından yarattı. Dilini, Buhara toprağından yarattı. Dudaklarını Berberiye toprağından yarattı. Dişlerini Harzem toprağından yarattı. Boynunu Çin mülkü toprağından yarattı. Kollarını Yemen Tayif toprağından yarattı. Sağ elini Mısır, sol elini Pers toprağından yarattı. Tırnaklarını Hıtay toprağından yarattı. Parmaklarını Sitan, göğsünü Irak, arkasını Hemedan, zekerini (cinsel organını) Hindistan, uyluklarını Türkistan, hayalarını Kostantiniyye (İstanbul) toprağından yarattı. Dizlerini Kırım, inciklerini Antalus toprağından yarattı.
Her şeyin mülkiyeti, tüm toprak mülkiyeti gerçekte insanların mülkiyetidir. Kim dünyayı diğerlerinden, kitlelerden alıkoyan, diğerlerini kendisi için çalışmaya zorlar. Özel mülkiyet, hırsızlık ve esirliktir.
Dünyaya yeniden sahip olmalıyız. Sosyalizmin toplulukları toprağı yeniden dağıtmalıdır.
Sosyalizm için mücadele toprak için bir mücadeledir; sosyal soru tarımsal bir sorudur.
Devrim, yurtsuzlaştırmanın yeni toprağa, yeni halka çağrı yaptığı anda bile, mutlak”yurtsuzlaştırmadır.
Benim ölümden sonraki yaşamım burada. Neysem oraya gideceğim, zira ben toprağım. Toprak ülkemde, bir sıra havuca can verebileceğimi bilmek çok rahatlatıcı bir duygu.
Övünmeyiniz! Hem topraktan yaratılmış, hem de toprağa dönünce kendisini kurtların yiyeceği insanın övünmesi neye yarar!
Kuş sesleriyle uyanırsan bir sabah, Doğan güne kaldırırsan başını, Kaynaşan toprağa bakarsın, Toprağı sımsıcak, Ve alabildiğine yumuşak bulursan, Bizi bize sorma sakın, De ki bunlar bir su damlası, De ki rüzgârla boğuşan bir yaprak, De ki bir tohumun boy atması.
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden berisuyun ayakları olmuştur ayaklarımızellerimiz, taşın ve toprağın elleri. yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
Filizlenip uzandık dostluğun gökyüzüne, Günün bir yüzünde avuçlarken güneşi, Bir yüzünde yeniden düştük toprağa.
Toprak insanlar üzerine nasıl tesir ederse etsin, bu tesirin sonuçları ona maruz kalan çeşitli ırklara göre değişik olacaktır. Hayat alanının verimsiz oluşu bir ırkı daha çok çalışmaya, büyük işler yapmaya sevk eden bir iğne olur. Bir başka ırka ise sefalet getirir. Milletlere gelecek dış etkiler onlara kabiliyetlerine göre tesir eder. Bazılarını açlığa sürükler, bazılarını ise gayretli çalışmaya.