Din denince neden akıllarına hep "kadın ve içki" geliyor?! Bu ülkenin sorunu yolsuzluk, terör, tecavüz ve adaletsizlik değil mi?!
- Henüz kategori yok.
-
9 Kasım Günlük Burç Yorumları: Gezegenlerin Etkisiyle …09.11.2025
-
TOKİ Yüzyılın Konut Projesi Başvuruları Başladı: E-Dev…09.11.2025
-
İrem Derici ve Melih Kunukçu Aşkında Son Perde: Ayrılı…09.11.2025
-
Aynadaki Yabancı 6. Bölüm: Gerçekler Açığa Çıkıyor, Te…09.11.2025
-
Portekiz Ligi: Santa Clara, Sporting Karşısında Erken …09.11.2025
-
MasterChef Türkiye'de Haftanın Eleme Heyecanı: 7 Kasım…09.11.2025
-
8 Kasım 2025 Çılgın Sayısal Loto Sonuçları Belli Oldu:…09.11.2025
-
Ben Leman'da Gerilim Dorukta: Kaybolan Çocuklar İçin U…09.11.2025
-
Parma - Milan Maçı Ne Zaman, Hangi Kanalda? İşte Serie…09.11.2025
-
Hertha Berlin'in Genç Yıldızı Kennet Eichhorn Avrupa D…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#toplumsal sorunlar
Çocuklarına hırsızlığın kötü bir şey olduğunu dahi öğretememiş bir milletin, ‘medeniyet’ iddiası safsatadır.
Politika ise gerçekten zor ve yaratıcı bir sanat; kötü politikacı ise kötü bir büyücü çırağı gibi onulmaz sorunlar yaratıyor.
Hiçbir şeyin hallolmadığını geride bıraktı. Ve sempatik öğretmenle konuşmayı başarıp buna rağmen sonunda sınıfta kalmayı engelleyemeyenler ya da çocuğunun anaokulu için hiçbir yer kalmadığını söyleyen çaresiz anaokulu öğretmenini de arkada bırakanlar… Size “neden şimdi” sorusunu sormayacaklar, lanet olsun!
Bence okullarda uyuşturucu dersi olmalı, ırkçılık hakkında ders olmalı, polis vahşeti hakkında ders olmalı, neden insanların aç kaldığı hakkında dersler olmalı ama yok onun yerine beden eğitimi var, hadi voleybol oynamayı öğrenelim.
Ülkemde birçok sorunlar var. Doğu sorunu, Güneydoğu sorunu, Kürt vatandaşların kendine ait sorunları vardır. Hangi etnik unsurdan olursa olsun, Türk, Kürt, Çerkes, Laz, Arnavut, Boşnak, ki biz buna alt kimlik diyoruz, üst kimlik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıdır.
Her soruna illa ki bir ad koymak gerekiyorsa, Kürt sorunu... Adına ister "kökeni Kürt vatandaşlarımızın toplumsal talepleri" deyin, ister "Güneydoğu sorunu" deyin, isterseniz "Kürt sorunu" deyin... Sorunlar, anayasal düzende, demokratik cumhuriyet sistemi içinde ve daha çok demokratikleşme yoluyla çözülmeli.
Türkiye'de Kürt sorunu yok. Sorun var diye inanacaksan sorun olur, yok dersen sorun ortadan kalkar. Böyle öngörü ile yaklaşırsan, sorunun içindesin demek. Bak, "Siirt'ten evliyim, huzurluyum" diyorum. Böyle yaklaş olaya. Kürt sorunu var dersek, bu, sanal sorunlar olarak ortaya çıkarılmıştır. Bizim için böyle bir sorun yok.
İlgilendiğiniz sorun ne olursa olsun, nüfus sorununu da çözemediğiniz sürece çözemezsiniz. Sebepiniz ne olursa olsun.
Biz hep birlikte olduğumuz en kötü durumdayız ve gelecek nesil daha da kötü durumda - yaklaşık üç çocuktan biri aşırı kilolu ve yaklaşık üçte biri hayatlarının bir noktasında diyabet geliştirecek.
Milyonlarca insan açlıktan, veremden ölüyor. Halkın uyanması lazım. Devrim yapılmalı.
Bizim sorunumuz sivil itaatsizlik değil. Bizim sorunumuz sivil itaat. Bizim sorunumuz dünyanın her tarafındaki insanların kendi devlet liderlerinin dikte ettiği şeylere itaat etmiş olması ve savaşa gitmesi, milyonlarca insan işte bu itaat nedeniyle öldürüldü. Bizim sorunumuz dünyanın her yerindeki insanların yoksulluk, açlık, aptallık, savaş ve zulüm karşısında itaatkâr olması. Bizim sorunumuz hapishaneler adli suçlularla dolup taşarken, büyük hırsızların ülkeyi yönetmesi ve insanların bütün bunlara itaat etmesi. İşte bizim sorunumuz bu.
Milyonlarca insan cahil kalıyor. Her yerde ahlâksızlık, hırsızlık, sefalet, sefahet, çatışmalar, toplumsal nefretler artıyor ve herkes kabalaşıyor.
Ağır karışıkların başlıca nedenlerinde bir şuradadır ki yaşamda herkes bir işe yerleşmek istiyor, ama hiç kimse yaşamı kurmak, düzeltmek, yerleştirmek istemiyor.
Ne öğretmemiz ve nasıl öğretmemiz gerektiğini eğitimciler söylüyor. Bir yerde hata mı yapıyoruz. Yoksa öğrettiklerimiz mi yanlış, yoksa eğitim bilimciler politikacıların esareti altında mı? Soruyorum. 21.yy’da halen nefret tohumları neden atılıyor? Halen savaşlar neden var? Halen medeniyetlerin çatışmasından bahsediyoruz. Doğayı halen neden bu kadar kirletiyoruz? Acaba ürettiğimiz güzellikler arasına farkında olmadan birileri zehir tohumları mı ekiyor.
Ne yazık ki, "Siyasal İslam" iktidara ortak olduğunda, ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunlarımıza çağdaş ve uygulanabilir çözümler önermek yerine, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel felsefesini bir kez daha tartışmaya açmış, böylece toplumsal yaratıcılığımızın ve enerjimizin boş yere harcanmasına neden olmuştur.
Döven erkek, sorunludur, gelişmemiştir. Kaba kuvveti, bilek gücünü kullananlar aslında güçsüz kişilerdir. Bu kişiler için de, kurumlar için de, ülkeler için de böyledir.
Her on yedi saniyede bir kadın tecavüze uğruyor. Her bir saniyede yüzlerce hayvan öldürülüyor. “Dayak yiyen kadınlar” gerçekliği her gün yüzümüze çarpılıyor ekranlardan ve gazete sayfalarından.