Henüz barışı eğitimimizin temeli haline getirmedik. Dünyadaki en önemli konu neredeyse hiç öğretilmiyor.
- Henüz kategori yok.
-
Trump'ın Ekonomi Politikaları Eleştiriliyor, Demokratl…12.11.2025
-
Milliyet Gazetesi'nin Haber İçerikleri: Çeşitli Kaynak…12.11.2025
-
İzmir Büyükşehir Belediyesi İşçileri Ödenmeyen Hakları…12.11.2025
-
Kızılcık Şerbeti'nde Büyük Değişim Rüzgarları: Kadro A…12.11.2025
-
Posta Dairesi ve PTT'den Yeni Pul Serileri Piyasaya Sü…12.11.2025
-
Rus Kripto Milyarderinin Esrarengiz Ölümü: Fidye İçin …12.11.2025
-
Samsunspor'un Zirve Yolculuğu: Sabır, Strateji ve Birl…12.11.2025
-
Gündemin Öne Çıkanları: Siyaset Arenası, Ekonomik Veri…12.11.2025
-
Kings-Nuggets Karşılaşması Öncesi: Sabonis'in Dönüşü v…12.11.2025
-
Utah Jazz, Indiana Pacers'ı Ezici Bir Skorla Mağlup Ed…12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#toplum
Hatalar ve kusurlu ürünler dünyasında sanki yaşam için gerekliymiş gibi yaşamayı öğrendik.
Charlie Chaplin, Monte Carlo'da Charlie Chaplin'e benzeyenler yarışmasına katıldı ve üçüncü oldu aslında bütün hikayem bu.
İnsanlığın karşısındaki ciddi tehlikeler konusunda hemfikirdiler, ancak tepki vermek için farklı yollar seçtiler. Einstein'ın tepkisi Princeton'da oldukça rahat bir yaşam sürüp kendisini çok sevdiği araştırmalarına adamak ve ara sıra birkaç dakika ara verip bir kehanette bulunmaktı. Russel'ın tepkisiyse gösterilere öncülük edip polisler tarafından götürülmek, güncel sorunlar hakkında geniş kapsamlı yazılar yazmak, savaş suçları mahkemeleri düzenlemek vb. şekillerde oldu. Sonuç? Russel o zaman da şimdi de kötülenip suçlandı, Einstein ise bir aziz olarak yüceltildi. Bu bizi şaşırtmalı mı? Hiç de değil.
Modern bir sanayi toplumunun görevi, şu anda teknik açıdan gerçekleştirilebilir olan bir şeye, yani gerçekten üretip yaratan, bizzat denetledikleri kurumlar içinde sınırlı hiyerarşik yapılarla, mümkünse hiyerarşiyi tamamen ortadan kaldırarak yaşamlarını özgürce sürdüren insanların özgür ve gönüllü katılımlarına dayanan bir topluma ulaşmaktır.
Propaganda sanatı insanlara güçsüz, yalıtılmış, diğerlerinden kopmuş hissini vermekten ibarettir.
Entelektüellerin binlerce yıldır süregelen görevi insanları pasif itaatkar cahil ve güdümlü hale getirmektir.
Peki biz millet olarak, bu kadar uçurumlar içinde nasıl el ele verip bir bütün olup aynı hedefi göz önüne alarak yükselebiliriz?
Biz halk olarak, birbirimizle rekabetten başka, suçlu arayıp parmak göstermekten başka pek birşey yapamamışız.
Bazı insanlar bir eşya bile değil, eşyanın üzerinde bir leke veya benek gibi dururlar.