Raskolnikov sarsıntı geçiren bir toplumda yapayalnızdır. Dosto gibi. Şuuraltı (psikanaliz) her istediğini kolayca elde eden mutlu azınlığın imtiyazı.
- Henüz kategori yok.
-
Pasifik Holding (PAHOL) Halka Arzı Tamamlandı: 6 Milya…18.11.2025
-
Pasifik Holding Halka Arzı Tamamlandı: Talep Yoğunluğu…18.11.2025
-
Ohio'lu Talihli Adam Kazı Kazan Biletiyle 2 Milyon Dol…18.11.2025
-
Fenerbahçe Ara Transferde Harekete Geçti: Parrott ve M…18.11.2025
-
Vakıf Faktoring Halka Arz Sonuçları Açıklandı: Borsa İ…18.11.2025
-
ATV Canlı Yayın ve Müge Anlı Gündemi: İzleme Yolları v…18.11.2025
-
Apple ve Issey Miyake İş Birliğinin Ürünü iPhone Pocke…18.11.2025
-
Altın Piyasasında Son Durum: Düşüş Eğilimi ve FED'den …18.11.2025
-
Bursa Uludağ Üniversitesi'nden Kanser Araştırmalarına …18.11.2025
-
TOKİ Sosyal Konut Projesinde Kura Tarihleri ve İnşa Ed…18.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#toplum
İngiliz hodgamdır. Bir millet değil de bir yığın. Yığın düşünmez, mâruz kalır. Nezleye yakalanır gibi tutulur bir fikre. Ateşi yükselince arslanlaşır, nöbet geçirince her mukaddesi unutuverir.
Tarih, eserlerini iki defa oynarmış: Önce trajedi, sonra komedi olarak. Roma’nın kazları heybetli bir trajedinin kahramanıydılar, bizimkiler tatsız bir komedinin aktörleri.
Bataklıktan göklere süzülen bir tarla kuşu gibi, kasıklarıyla düşünen ve göbekten aşağısıyla yaşayan bu azgın hergele sürüsünden uzaklaşmaya bak. Yoksa gübresin, leş gibi gübre…
Sermayedara "işveren" payesini tercih eden bir cemiyet elbette ki liberalizmi takdis etmektedir... Tanrı gibi bir velinimet.
Onlar için Anadolu yoktur, İstanbul yoktur, Türkiye yoktur, üzerinde insanların gözyaşı döktüğü, sefalet çektiği, didindiği bir dünya yoktur.
Hele içlerinde biri vardı ki, mutlaka gözkapaksız doğmuştu anasından ve ne bebekliğinde sevgi görmüştü ne de adamlığında.
Özgürlük amacı olan bir hareket kesinlikle kadının özgürlüğünü esas almak zorundadır. Kadının özgürlük düzeyi toplumun özgürlük düzeyidir. Kadının özgürlük düzeyi erkeğin de özgürlük düzeyidir. Ortadoğu’da kadın oldukça geri planda tutulmakta. Denge tamamen erkek egemenliğinden yanadır. Bütün iktidarlar erkek egemen zihniyete dayanmaktadır. Özgürlük amacını taşıyan hareket kadın özgürlüğünü esas almak zorundadır. Kadın özgürlüğünü esas almak demek toplumu esas almak demektir. Gerçek özgürlük, demokrasi, eşitlik kadın özgürlüğünden geçmektedir. Nasıl ki Avrupa rönesansı, reformu geliştirdi ve onun üzerinden gelişmeyi sağlayıp bugünkü düzeyi yakaladı, Ortadoğu’nun reformu, rönesansı da kadının özgürlüğünden geçiyor.
Siyaset belli bir üretim biçiminin varlığı ve gelişimi için gerekli olan koşulları toplumsal çapta sağlama uğraşıdır. Herhangi bir üretim biçimi, kendi varlığı ve gelişimi için çelişik eylemler gerektiriyorsa, -gerçekte de sık sık görüldüğü gibi- siyaset çelişkili bir uğraş olacaktır. O halde, bu tanımın üstünlüğü, sünekliğidir. Tarihsel süreç içinde üretim biçimleri birleşebildiğine, aşılabildiğine, yerlerine yenileri gelebildiğine göre, bu tanım, birbirinden çok farklı görünen birçok eylemi aynı siyaset kavramı içinde toplama olanağı verir. (Devlet Nedir?)
Yozlaşmış toplumlarda yaşamak durumunda olmak öyle bir şeydir ki, insan kazara bir çukurun içine düşse ve -tesadüf bu ya - düştüğü yer bir lağım çukuru olsa ama nasılsa üstüne bir damla bile pislik sıçratmadan bir kenarda durmayı başarıp imdat istese ve birileri gelip onu oradan kurtarsa gene de kolay kolay atamaz üstüne sinen pis kokuyu
a0! ..
Çünkü bizler, tıpkı demokrasi gibi, sosyal adalet gibi komünizmi de komünisti de bir türlü bilemiyor, anlayamıyor, öğrenemiyoruz. Bundan dolayı “komünist” lafını bir meyhane küfrüne, “komünizm"i de çocuk masallarının umacısına benzettik…
Memlekete hizmet etmek istiyorsan, bunu, kimseye duyurmadan, belli etmeden yapacaksın. Aksi halde, ne yapar eder engellemeye çalışırlar.
İstanbul sokaklarında kolu bacağı acayip bir şekilde çarpılmış dilencilere rastlıyordum. Doğa, böylesine ucubeler yaratmaz.
Türkiye Doğu’ya yol alan bir büyük gemi. Bu geminin içinde Batı’ya koşanlar var.” Ve biz de bunu “Batılılaşmak” sayıyoruz…
Tanzimat ilan ettik, olmadı. Meşrutiyet ilan ettik, olmadı. Cumhuriyet ilan ettik, olmadı. Yahu, biraz da ciddiyet ilan etsek!