Bacağına geçirdiği kot pantolonuyla sokakta dolaşan kadınların arasında hangisi Müslüman’ın, hangisi Yahudi’nin karısı veya kızı belli oluyor mu, mertçe söyleyin!
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#tesettür
Kadının, avret dediğimiz yerlerini çıplak deri ile görmek haram olduğu gibi üzerine giyilmiş bir elbisenin ayrıntıları belli edecek şekilde iken görülmesi de haramdır. Pantolon, bu açıdan kadının kocasından başkasının görülmesi haram olan avretini belli etmektedir. Evet üzerine ikinci bir kıyafet olarak ferace ve benzeri bir şey alındığında sokakta bu sıkıntı kalkabilir ancak ev ortamında yani üzerinde o ikinci elbise bulunmadığı durumlarda pantolon kalça ve baldırları belli etmektedir. Kadının çocukları açısından bile bu sakıncalıdır. Hatta kadının kendisi gibi kadınlar açısından bile sakıncalıdır.
Kız kardeşlerim, bir erkekle konuşmanız gerektiğinde sesinizi inceltip kıkırdamayın. Ciddi bir tonda konuşun! Çünkü eğer bir kadın ciddi olursa karşısındaki erkek de otomatik olarak ciddileşir!
Türbanı, çarşafı özgürlük ve tercih sayan liberal ve sol liberaller gericiliğin bir parçasıdır. Tesettür özgürlük değil, saçını açma yasağıdır.
Sokakta yürüyen kızın gösterdiği yerler, Necip Fazıl'ın deyimiyle "kefen bezine mahrem". "Sen de Müslümansın, yazıktır sana, bu güzel yüzler cehennemde yanmasın" denildiğinde cevap aynı: hangi çağda yaşıyoruz?!..
Sen bir kadına, ki o kadın senin kızın, başörtüsü taktıramamışken, benden on milyon kadına başörtüsü taktırmamı mı istiyorsun?
Ve ona dedim ki, eğer bunu bir kanun haline getirirsem, insanların gündüz yürümesini yasaklayan ve sadece geceleri yürümeye izin veren Hâkim-Biemrillâh'ın günlerine döndüğümüzü söyleyecekler ... ... ve benim görüşüme göre her insan kendi evinde kurallara kendisi karar verir. O da "Hayır, lider olarak [tesettürü zorunlu kılmaktan] sen sorumlusun" diye yanıtladı. Ona dedim ki, "Senin tıp fakültesinde okuyan bir kızın var ve başörtüsü takmıyor. Taktırmamışsın, neden?"
1954 yılında, tahliyeleri için İngilizlerle müzakere halindeydik. O dönemde Müslüman Kardeşler, İngiliz büyükelçiliği üyeleri ile gizli görüşmeler gerçekleştiriyordu. Onlara şöyle diyorlardı: "Biz iktidarı ele geçireceğiz, şunları ve şunları yapacağız. Bizimle müzakere edin." 1953 yılında, gerçekten ve samimi bir şekilde Müslüman Kardeşler ile iş birliği yapmak istiyorduk. Bunu; doğru ve uygun olan yolu takip etmeleri için istiyorduk. Müslüman Kardeşler'in lideriyle görüştüm. Oturdu, taleplerini iletti. Söylediği ilk şey "Mısır'a hicab [tesettür] getirilmeli" oldu. "Sokakta yürüyen her bir kadın tarha [başörtüsü] taksın."
Bir feminizm sembolü olarak tesettüre girme işi, Yahudilerin gaz odalarına konulmasını Yahudi dininin yeni bir işareti olduğunu söylemeye ya da Hitler'in İsrail destekçisi olduğunu söyleyerek tapınmaya benziyor.