#stalin

Sovyet sanayileşmesinin pratik sorunları Anti-Dühring'i zorunlu bir tartışmanın konusu yaptı. Hızlı sanayi, yeterli ölçüde proleterleşmemiş köylülük ile kurulmak zorunluluğuyla karşı karşıya geldi. İşçi tulumu giymiş köylüler, eşitlikçi bir ücret sistemine ve maddi kazançlar getirmediği sürece yeni eğitim olanaklarına razı olmadılar. Sovyet yöneticileri, başta Stalin, ücret makasını görülmemiş ölçüde açmak ve bilgi artırmayı, artan maddi kazanımlara bağlamak zorunda kaldılar.

Şimdi bir şey söyleyeceğim, bazı kesimler yine çok rahatsız olacak. Stalin’e dua etmeli. Stalin II. Dünya Savaşı bitince Ardahan ve Kars’ı istedi ve Türkiye NATO’nun kapısını çaldı. ABD ‘Sen demokrat değilsin, biz seni NATO’ya alamayız’ dedi ve bunun üzerine DP kuruldu, sonra dine ehemniyet verilmeye başlandı. Anlatabildim mi? Bizim eski ulemanın şöyle bir sözü vardır: Cenab-ı Hak, bir dinsiz ile de bu dine yardım edebilir. 1927’den 50’ye kadar din yasaktı.

Stalin, pragmatik bir devlet adamıydı. Muhalefetin, sanayileşmede köylülüğü iç sömürge gücü olarak kullanma önerisini aynen alıp uygulamaya koydu. Elbette bunu yaparken, monolitik bir diktatör olarak, önerinin orijinal sahiplerini önce teslim alıp sonra da yok etmek zorunda hissetti kendini.

O sonradan görme aşağılık bir gün acı ile beraber can verecek ve o aşağılık can verirken Tanrı onunla beraber olmayacak. Çünkü Tanrı bir komünistin yanında yer alacak kadar aptal değildir.

Liste
Yükleniyor…