Milliyetçilik, "vatan, millet, Sakarya, kan, ırk, bayrak" edebiyatı mıdır, yoksa ulusun çıkarlarını, onurunu herkese karşı savunmak; yani tam bağımsızlık mıdır? Ülkenin onuru ayaklar altında çiğnenirken, "vatan, millet, bayrak" edebiyatını yani milliyetçiliği sadece kitleleri uyutmak, kandırmak için kullanıp aslında bütün bu değerleri salt kendi siyasal ya da bireysel-sınıfsal çıkarları için kullanmak milliyetçilikse, bunun karşıtı nedir?
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#siyaset eleştirisi
Kemalizm bir dar görüşlülük olarak yıllarca düşman icat etmeden bu ülkeyi yönetemeyeceğini, bir yönetme ve sorun çözme kabiliyetinin olmadığını gösterdi. Bu dar görüşlülük şimdi başka bir dar görüşlülükle yer değiştirdi.
Doğu Perinçek, 1980'lerin ikinci yarısından sonra Türkiye'de devrimci bir krizin olduğunu kanıtlamak için PKK'nın varlığına başvurdu. Bu yüzden PKK'nın gücünü abarttı ve göklere çıkardı. Sadece Maocu hareketin çöplüğünün horozu olarak kalmakla yetinmedi 'ben acaba daha büyük bir çöplüğün horozu olabilir miyim' diyerek Abdullah Öcalan'la ittifak aradı. Çok çok ihtiraslı. Çok mütehakkim, hep böyle iktidar peşinde, lider olmak peşinde koşan ve bunun için kendisine özel bir konum arayan bir insan düşünün. Bu insan 1969'dan 1980'lerin ikinci yarısına kadar bu özel konumunu Maoculuk olarak tanımlamış. Ancak bu ideolojiyle bir yerlere varamayacağını anlayınca yeni bir niş arıyor, bu da PKK. İşçi Partisi'yle PKK'nın bir ittifakını sağlayabilir miyim? PKK'nın gücünü bir şekilde kullanmaya, Abdullah Öcalan'ı kafalamaya çalıştı ama başaramadı.
PKK patentli bu önerileri uzlaşmacı yaklaşım olarak nitelendiren TÜSİAD'ın Başkanı, kurumunun bu yeni misyonunu bu sözlerle ortaya koymuştur. Bizim TÜSİAD'a öneri ve tavsiyemiz; eğer PKK'nın siyasi hedeflerini benimsiyorlarsa, bunları siyasi bir program haline getirerek, halkın önüne çıkmalarıdır. TÜSİAD'ın partileşme konusunda maddi kaynak sıkıntısı çekmeyeceği de açıktır. Bu bakımdan, siyasi platforma çıkmak; demokrasiye katkı adı altında, sütre gerisinden, siyasi fetva vermek kolaycılığından çok daha dürüst bir yol olacaktır.
Örtülü ödeneği olan günah çıkaramaz. Hiçbir hükümet bu nedenle biz aldatıldık, farkına varmadık, yanıldık gibi kahve ağzıyla günah çıkaramaz. O zaman halka örtülü ödeneği ne için alıyorsun diye sorma hakkı doğar?