Senaryoyu okuyorum, rolün içine giriyorum. Gözümün önünde o anı tam olarak canlandırıyorum, "Nasıl yapabilirim?" diye düşünüyorum.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#senaryo
Sinema filmi söz konusu olduğunda bir kere akan sular durur. Hep isterim bunu. Ama şu olmadı, oturup yeni bir proje de tasarlamaya vaktim olmadı. Sürekli meşgul olduğum bir iş bitmeden yenisi gündeme geldi. Böylece ya dizi ya da sinema filmi her zaman meşgalem olmuştur. Daha çok sipariş işler, ısmarlama işler yapmış oldum böylece. Birkaç tane senaryom var çekilmemiş. Kendi isteğimle kaleme aldığım. Yapımcıların ısmarladığı işler yaptım evet ama kendi isteğim hep roman yazmak oldu.
Bu dünyada senaryo içinde dönen yedi sekiz konu var. Bu konular çerçevesinde bu senaryolar yazılıyor. Dünya genelinde bu böyle yapılıyor. Ama iyi yapan kazanıyor. Önemli olan senaryo. Aynı konuları farklı şekilde değerlendiren o kadar iyi senaristler var ki. Bence bizim en önemli sıkıntımız senaryo.
Aslolan hikâyedir. O güzel olduktan sonra kimin çektiği tabii ki önemli ama çok da değil, iyi bir hikâyeyi mahvetmek zordur.
Bir filme iyi diyebilmek için konusunun çok sağlam olması lazım. Sonrasında yönetmen geliyor.
Senaryo benim için oyunculuktan öte bir şey. Yaşadıklarımı hızla yazmam gerektiğini düşünüyorum. Öyle bir telaştayım. Bir yerden sonra insan hafızası zayıflıyor. Bugünü değil geçmişi kâğıda döküyorum. Bugün çok rutin geliyor. Çocukluğum, gençliğim, ilk gençlik yıllarım çok daha canlı nedense. İnsan 40’ına kadar yaşamalı, sonra yazmalı. Biraz böyle oluyor.
İstanbul'da yıllarca ama yıllarca kapı kapı kapı dolaştım. Yahu beyefendi şunu birazcık okuyun, bak bunu 3 sayfa okuyunca bırakamayacaksınız elinizden. Şöyle bir dokunun bari, bakın bunun kumaşı farklı. Yok, kimseye okutamadım.