Dinler insan evriminde çok erken ortaya çıktı - insanların kelimenin tam anlamıyla kullandığı semboller kurdular ve bir totem direği çizgisi kadar ölüler.
- Henüz kategori yok.
-
Belçika Derbisi: Anderlecht - Club Brugge Maçında Vana…09.11.2025
-
Bursaspor, TFF 2. Lig'de Kritik Gebzespor Deplasmanınd…09.11.2025
-
Athletic Bilbao ve Oviedo San Mamés'te Kritik Galibiye…09.11.2025
-
Trendyol 1. Lig: Pendikspor - Ümraniyespor Maçı Ne Zam…09.11.2025
-
Galatasaray'dan Kış Transferinde Çifte Hamle: Lookman …09.11.2025
-
Rodrygo'nun Real Madrid'deki Beklenmedik Düşüşü: Premi…09.11.2025
-
İznik'te Feci Kaza: Elektrikli Bisiklet Sürücüsü Tırla…09.11.2025
-
Muşspor'dan Kritik Kahramanmaraş Deplasmanı: Play-off …09.11.2025
-
Serie A: Atalanta - Sassuolo Maçı İlk 11'leri ve Detay…09.11.2025
-
Guingamp'ın Sahadaki Zorlukları: Başarısız Sezon Önces…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#sembolizm
Gerçeğin sembolleri cahilleri eğlendirmek için verilmemiştir. Onlar felsefi düşüncenin alfa ve omega’sıdırlar.
Cezayir’deki sömürgeciliğin yıkılışında, çarşafın çok somut olarak algılanan bir tarihi, bir dinamizmi vardır. Bağımsızlık mücadelesinde çarşaf direniş mekanizmasıdır ve toplum içindeki kuvvetli değerini muhafaza eder.
Sinema rüyanın dillerini kullandığından beri rüyalar hakkında konuşmak filmler hakkında konuşmak gibi; yıllar saniyeler içinde geçebilir ve kendinizi bir anda başka bir yerde bulabilirsiniz. Bu görüntülerden oluşmuş bir dil. Ve gerçek sinemada, her nesne ve her ışığın aynı rüyada olduğu gibi bir anlamı var.
Tüm doğa çok büyük bir sembolizmdir: Her maddi gerçek onun içinde manevi bir gerçeğe sahiptir.
2009’u yazarken de 2 sıfır var. 9’un yanındaki sıfır solda, sıfır, sildiniz, kaldı mı 9? 2’nin yanında bir sıfır daha var, onu da sildiniz, kaldı mı 2? Toplayın ne yapar? 11 yapar. 2009’un içerisindeki 2 sıfırı da sildiniz? Ne kaldı? 29 kaldı. 11’le 29’u toplayın, 40 yapar, ve Milliyetçi Hareket Partisi’nin 40. yıldönümü.
Öldürülüp mahvedilmiş hayvan; yırtıcılığın, bir bölge üzerinde egemenlik iddia etmenin, silahlı avcılığın, saldırgan davranışların, etin verdiği zindeliğin ve getirdiği yiğitliğin resmi olarak da sunulur.
Hayvanları öldürmeye dayanan simgecilik yoluyla; şiddetin gerekliliğinin, etki alanının, denetimin ve ilhak etmenin politik anlamda hayli yüklü imgeleri karşımıza çıkar.
Dil bizi et yeme gerçeğinden uzaklaştırır, böylece et yemenin sembolik anlamını pekiştirir, bu sembolik anlamı özünde ataerkil ve erkek odaklıdır.
Et, görülmeyen ama her zaman orada olanın, hayvanların ve dilin ataerkil denetiminin sembolü haline gelir.
Erkek egemenliğinin bu mesajı, (hem simgeler dünyasında hem de gerçekte) et yeme yoluyla iletilir.
Hislerimiz vahşileşiyor ve aklımız duruyor. Bayrak yakma sözkonusu olunca aman Tanrı'm, bu bazı siktiğim bastırılmış duygularını açığa çıkıyor. [Sinir krizi geçirerek:] '-"Bayrak! Bayrak! Bayrağı aşağılayamazlar!" Böyle demiyorlar tabii, şöyle diyorlar: '-"Eğer şu dingil o bayrağı yakarsa, muhtemelen hapse girmesine gerek kalmaz!"' Oldukça duyguları yıpratıcı değil mi? [Telaşlı, tedirgin, üzgün hareketler ile] '-"Hey ahbap, bir şey diyeceğim... benim babacığım bu bayrak için öldü!"' '-"Gerçekten mi? Ben benimkini satın aldım... Kmart gibi marketlerde satılıyor. Üç dolar."' '-"Benim babacığım bu bayrak için Kore Savaşı'nda öldü!"' '-"Ne tesadüf, benimki de Kore'de üretilmiş."' Siktiğim bayrağı için ölmedi o, bu sadece bir kumaş parçası. Baban bayrağın temsil ettiği, asıl özgürlüğün bu siktiğim bayrağını yakmak olduğu, şeyler için öldü.
Kırmızıyı özellikle seçtim. Bu renk çok yoğun enerji taşır. Bunu gören düşmanlarımız korkacaktır. Bize ise kırmızı cesaret ve saldırganlık verecektir.