#savaş muhabirliği

Bütün bu çatışmalar ölene kadar belleğimde kalacak, kalmalı da. Ama yine Amerika'nın 2003’teki saldırısından sonra elime yarım somun ekmeğine benzeyen şeyi tutuşturan babayı hatırlamam için gazete kupürlerine bakmaya gerek yok. Parçalanmış bebeğin yarısıydı o şey. Veya Nasıriye’de toplu mezarda gördüğüm o bacak kalıntısını hatırlamam için notlarıma bakmama da gerek yok. Babamın aksine savaşa bir savaşçı olarak değil tanık olarak gittim.

Her gün aynı saatte ekran karşında olmanın benim hızımı keseceğine inanmıyorum. Çünkü dünya artık çok küçüldü. Size bir örnek vereyim: Öyle günlerimiz oluyor ki, bir keresinde sabah Pakistan’da Benazir Butto ile görüştüm, aynı gün akşam kendimi Filistin’den Ramallah’taki çatışmaları bildirirken buldum. Bu yayından sadece birkaç saat sonra ise o zaman İsrail’in Dışişleri Bakanı olan Şimon Peres’le röportaj yaptım. Formatımı da zaten bunun üzerine kurdum. Anlayacağınız Bereket seyyahlığa devam ediyor.

Liste
Yükleniyor…