#sanat

Biz yazarların taşları kelimelerdir. Onları elleyerek, birbirleriyle ilişkilerini hissederek, bazen uzaktan bakıp seyrederek, bazen parmaklarımızla ve kalemimizin ucuyla sanki onları okşayarak ve ağırlıklarını tartarak kelimeleri yerleştire yerleştire, yıllarca inatla, sabırla ve umutla yeni dünyalar kurarız. Türkçe'deki o güzel deyiş, iğneyle kuyu kazmak bana sanki yazarlar için söylenmiş gibi gelir.

Arabesk, ‘Arap etkinliği’ demek. Oysa benim yaptığım çalışma, halk müziğinden sanat müziğine uzanır, Adriyatik’ten Çin’e kadar olan geniş bir alandaki özleri anlatır. Teknik olarak da tüm teknikleri kullanırım. Klasik batı, rock, caz… Özgürüm. Ama ruh, öz bizimdir.

Adalet, öncelikle sizin bakşınızda, gönlünüzde, aklınızdadır. Eğer bunları iyi kullanırsanız gönlü, aklı, vicdanı, bilgiyle bütünleştirirseniz adaletli şeyler yaparsınız. O yüzden güzelliği anlatan sanatla iç içe olmalıyız.

Şiir olmasaydı, yaşama dediğimiz oluşun çarklarından biri eksilirdi. Belki kıyamet kopmazdı ama insanlar sevişemez, öpüşemez, beğenemez, yarınların yeni düzenine şiirli dünyanın hızıyla kavuşamazdı.

Seslendirme sanatçılığı çok saygı duyduğum bir meslek. Başlı başına farklı bir alan, içerisinde bir sürü parametreler var. Ben reklam seslendiriyorum sadece. İşimi yaparken de eğleniyorum. Stüdyo benim için bir oyun bahçesi.

Şeriatımız resim ve heykele karşı müminlerimizi kesinlikle ikaz etmiştir. Yani, bilhassa, heykel türü -yani mücessem- görüntüsü olan, ele alınabilen; mesela bir maymun, mesela bir bebek, mesela bir at, köpek vs. benzeri canlı heykellerini men etmiştir. Bu kesin bir kaidedir.

Herkes biraz eğitimle bir şeyler yapabilir ama bir Mozart veya bir Monet olamaz mesela. İnsanın yeteneğini keşfetmesi ve onun üstüne gitmesi çok önemli. En üzüldüğüm şey; kaybolan, gün ışığına çıkamayan yetenekler.

Liste
Yükleniyor…