#samimiyetsizlik

Kollarına Tanrı'yı takan politikacılara tahammül edemiyorum.

Tıpkı bedenindeki kusurlar ve sakatlıkları göstererek sempati uyandırmaya çalışan dilenciler gibi, kalplerindeki derin üzüntüleri ortaya koyarak ilgi çekmeye çalışan yazarlar vardır.

Politika ve hükümetler, benim anlayabildiğimden çok daha fazlası. Mevcut sistemler kişisel hırslarla bozuluyor. Her şey çok karmaşık ve samimiyetsiz.

Dünyada bana hiçbir şey, tabiattan melül bir insanın zorla gülmeye çalışması kadar acı gelmemiştir.

El elin eşeğini türkü çağırarak arar.

Politikacıdır bu, herkesi öper de, sever de, kucaklar da...

Erbakan'ın "Allah bir" dediğine bile inanmaya gelmez.

Bir adam dinden, diyanetten fazla bahsetti mi, bir bokluğu vardır...

Dilde kardeşlik vardı da Bir kanatlık yer yoktu Kimsenin kalbinde konacak!

Sormayın artık her gün 'nasılsın' diye..! Nasılsa adet olmuş iyiyim demek. Kötüyüm ben hem de çok..! Kime ne?

Hayatta tahammül edemediğim bir şey varsa o da yapış yapış duygusallıktır! (Pis Moruğun Notları)

Bunların hepsi bilirsin ki rolden ibarettir. İşte bizim cumhuriyetimiz de ‘Yaşasın cumhuriyet’ rolünden ibarettir.

Beğenmediğiniz bir şeyi alkışlamak, yalan söylemenin birçok çeşidinden biridir.

Bir şeyi çok fazla öven insan ya kendisiyle ya da karşısındakilerle dalga geçiyordur.

Dinini ekmek kazanmak için satan kimsenin dininden nasibi, yediği şeydir.

Size sorsak Resulullah’ı ne kadar çok seviyorsunuz? Hepiniz canımızdan çok seviyorum dersiniz. Ondan sonra da her naneyi yersiniz.