Osmanlı’da halk Tanrı emaneti olarak kabul edildiği için devletin başlıca vazifesi onun durumunu düzeltmek ve refahını sağlamaktı.
- Henüz kategori yok.
-
Arnold Schwarzenegger'dan The Running Man Remake'ine T…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Rafa Silva'nın Geleceği Belirsiz: Saha İçi…08.11.2025
-
Cengiz Ünder'den 8 Milyon Liralık Göz Kamaştıran Evlil…08.11.2025
-
Uzun Süreli Melatonin Kullanımının Kalp Sağlığına Olas…08.11.2025
-
Körfez'in Nefes Kesen Derbisi: Al-İttihad ve Al-Ahli K…08.11.2025
-
Yeşil Vatan Seferberliğiyle Geleceğe Nefes: Sinop ve S…08.11.2025
-
Arteta'dan Sunderland Maçı Öncesi Arsenal Değerlendirm…08.11.2025
-
Beşiktaş'ta Yeni Futbol Komitesi Göreve Başladı: Tammy…08.11.2025
-
Bundesliga'da Büyük Çalkantı: Bayern Serisi Bitti, HSV…08.11.2025
-
Juventus-Torino Derbisi: Serie A'da Zirve Mücadelesi v…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#refah
Müslümanların çoğu ikirciklidir. Içten içe refahı, dünyayı, hazları ister ama zihindeki değerler onları günah sayar, öbür tarafı ister. İci dışı bir olmayan insan olurlar.
Özel mülkiyet tamamıyla terk edilmedikçe, malların eşit ve adil bir yöntemle dağıtılması ya da insanların yaşamının refaha kavuşması olanaksızdır.
Yalnızca rehberli bir ekonomi için değil, adalete dayalı ve halkın refahını sağlayan bir sosyal düzen için bir plana sahip olmalıyız.
Nasıl fiziği Hristiyanlar keşfettiği halde Hristiyan Fiziği diye bir kavram yoksa, ve nasıl matematiği Müslümanlar keşfettiği halde Müslüman matematiği diye bir kavram yoksa, Hristiyan ve Müslüman Ahlakı diye bir kavram da yoktur. Keşfetmemiz gereken, insanlığın refahına ilişkin gerçek soruları yanıtlayan verilerdir. Bunu yaparken kullanmamız gereken tek araç samimiyetle ve dürüstçe yapılan bilimsel araştırmalardır. Ve eğer dinler, evrendeki herhangi bir konuda haklı çıkarsa bu tamamen şans eseridir.
Barış ve refah, halk erdemi, zafer, her şey yasaların gücündedir. Yasaların dışında her şey steril ve ölü.
Doğaüstü'yi memnun etmeye ve insanın refahını iyileştirmeye konsantre olmaya zamanımızı boşa harcamayı bırakmalıyız.
Herhangi bir insan için günde sekiz saat emek yeterlidir ve uygun düzenlemeler altında, bol miktarda yiyecek, giysi ve barınak ya da yaşamın ihtiyaç ve konforunu karşılamaya yetecek kadar ve zamanının geri kalanında her insan eğitim, dinlenme ve uyku hakkına sahip.
Ne tɑrɑfɑ bɑkɑrsɑnız , o yöne gidersiniz. Eğer yüzünüzü yoksulluğɑ ve şɑnssızlığɑ çevirirseniz, bu yönde ilerlemeniz kɑçınılmɑz olur. Ancɑk tɑm ɑksi yöne döner ve yoksulluklɑ ilgili her şeye sırt çevirirseniz, onu düşünmezseniz, refɑhɑ yɑklɑşmɑyɑ bɑşlɑmışsınız demektir. Yoksulluktɑn kɑçmɑk istiyorsɑnız, beyninizi sürekli üretken ve yɑrɑtıcı tutmɑnız gerekir. Bunun için kendinden emin, umut dolu yɑrɑtıcı düşünceler geliştirmelisiniz. Model, heykelin önünde gitmeli.Yepyeni bir dünyɑyı yɑşɑmɑyɑ bɑşlɑmɑdɑn önce onu görebilmelisiniz.
“Ahlaksal” diye nitelenen yönetmelikler gerçekte, insanlara karşı olup insanların mutluluğunu kesinlikle istemezler. Keza bu yönetmelikler “insanlığın mutluluğu ve refahı” ile bağıntılı olmaktan uzaktır.
Ben iyilik görevinden söz etmiyorum; ihtiyaç, kanunların başında, halkın refah düzeyi de adaletin başında gelir.
Öyle bir düzen istiyoruz ki bütün bayağı acımasız tutkular, zincirlensin; bütün cömert ve iyiliksever tutkular yasalarla desteklensin. Tutku, vatana hizmet etme ve onura yaraşır olma arzusu olsun. Vatan her bireyin refahını sağlasın ve her birey gururla vatanın ününden ve refahından faydalansın. Herkes cumhuriyetçi duyguların sürekli beraberliği içinde ve büyük bir halkın takdirine yaraşır olarak büyüsün. Her türlü sanat, kendilerini soylulaştıran özgürlük nişanları, sadece birkaç evin korkunç lüksünün değil, kamu zenginliğinin kaynağı olsun…
Laboratuvar olarak adlandırılan bu kutsal alanlara ilgi göstermeniz için size yalvarıyorum. Daha fazla olmalarını ve süslenmelerini isteyin çünkü bunlar geleceğin, zenginliğin ve refahın tapınaklarıdır. Burada insanlık büyüyecek, güçlenecek ve gelişecektir. İnsanlık burada doğanın eserlerindeki ilerlemeyi ve bireysel uyumu okumayı öğrenecektir, oysa insanlığın kendi eserleri çoğu zaman barbarlık, fanatizm ve yıkımdır.
En acemi neferinden kalbinde Allah korkusu, sonra sevgili Peygamberimizin aşkı, ondan sonra da Büyük Millet Meclisi'mize hürmet ve itaat yatıyor. Bugün milletimizin birliğini temsil eden bu nurlu meclisimizin yarattığı milli zaferlerle, şarkta ve garpta milletimizi saran esaret zinciri nasıl kırıldı ise inşallah son halkaları olan ve İstanbul üzerinde kalan bakiyesi de pek yakında bu surette parçalanacaktır. İnşallah millî zaferlerimiz gayesini tamamen idrak ettikten sonra ordularımız tabiatıyla hal-i sulhe geçerken, bu millî birliğimiz sayesinde ilim ve irfan ordularının da seferberliği başlar ve hariçten bizi sarsmak isteyen esaret zinciri gibi dahilde de bizi aynı surette saran fakir ve cehle karşı aynı surette her taraftan hücum ederiz ve Cenâb-ı Allah'ın inayeti ve sevgili Peygamberimizin bize olan yardımı ve büyük milletimizin birliği sayesinde yakında refaha ve saadete ve ilm-i irfana kavuşuruz ve biz de bu surette ebediyyen mesut oluruz.
Eğer girişim ilerliyorsa, bolluk ekonomi ile birlikte artar; ama girişim yoksa bolluk ekonomi ile birlikte çürür.
Başkalarının hayatlarını geliştirdikçe, çevremizi koruduğumuz ve bolluğa doğru çalıştıkça, tüm hayatlarımız daha zengin ve daha güvenli hale gelebilir.
Güç zenginlikle ölçülmez; fazla zenginlik gücü aşındırabilir ve zenginlikler; cumhuriyetlerin güç ve refahı açısından özellikle tehlikelidir. Bu bilgece buluşlar, unutulmaz olmakla geçerliliğini yitirmez.