Politikada büyük eylemler büyük derstirler. Türk eliti, Menderes'in ölümü ile Suriye'yi ve Özal'ın ani ufulü ile Musul'u istememeyi öğrendiler; Türk politika mektebi için maksimalizm, artık sadece tehlike taşıyıcısıdır, ya ufukları küçülüyordu ya da küçük olanlar politikaya girebiliyordu. Sabetayist ve varlığı tartışmalı non-sabetayist deseleksiyon burada birliktedir.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#politika
Demokrasicilik modern tekeneciliktir; bugün politika sahnesinde bir tek gelişkin tipe rastlanmaması da, buradan kaynaklanıyor. Gürültüsü çok büyük, verimi çok küçük bir iş oynanıyor.
Coşkuyu tekrar bilime ve politikaya sokmak gerekiyor. Coşkunun ve duyarlılığın, teorik politika ve bilimin, vazgeçilmez bir öğesi olması gerektiğini söylüyorum. Çünkü coşku ve duyarlılık insan olmanın vazgeçilmez öğeleri arasında yer alıyor. Kaldı ki, coşku olmayınca aklı ne edeyim? İran şairleri böyle söylüyorlar; katılıyorum.
Bilimde, kuruluş, çok zaman üst kattan başlar; binalarda çöküş ise hep alt kattandır. Binalarda çok somut olduğunu biliyoruz, çünkü çöküşü görebiliyoruz. Buna karşın bir devletin, bir düzenin, bir politikanın çöküşünü, hissetmekle birlikte, görmek her zaman mümkün ve kolay olmuyor, çünkü enkazı teşhis etmekte güçlük çekiyoruz; kaldı ki, devlet, düzen ya da politika çöküşü kabul etmemek eğilimindedir.
Türkoloji esasında bir İngiliz keşfi ise, Rusya'nın da, Kürdoloji'yi keşfederek buna cevap vermesini beklemek zorunludur.
Politika ise gerçekten zor ve yaratıcı bir sanat; kötü politikacı ise kötü bir büyücü çırağı gibi onulmaz sorunlar yaratıyor.
Kûtü’l Amâre, Çanakkale Savaşı’ndan sonra biri Britanya İmparatorluğu’nu zora sokan; politikalarına altüst eden ve imparatorluğun yenilmezliği inancını sarsan, dünya hâkimiyetine inanmış Britanya kamuoyunu şüpheye, hatta Kaosa sürükleyen büyük bir zaferdir.
Politika demek, kazığı atarken söylediğin nutukları, kazığı yiyenlere alkışlatmak demektir.
Ülkedeki Amerikan üsleri, havaalanları, nükleer silah depoları, Türkiye'yi muhtemel bir atom savaşının kaçınılmaz bir ön hedefi yapmıştır. Türkiye'nin tamamen dışında oluşacak bir anlaşmazlık bile, onun ilgisi bulunmayan bir meseleden ötürü bir anda nükleer cehenneme dönmesine yetecektir.
Ben bir politikacı değilim ve benim politik kesinliklerim yoktur. Ben bir bireyim ve özgürlüğe inanırım. İşte benim politik görüşümün tümü budur. Diğer yandan ben, aşırı bir vatansever de değilim. Aşırı vatanseverlik Hitleriliğe götürür. Ve biz ondan dersimizi aldık. Ben bir devrim yapmak istemiyorum. Ben sadece birkaç film daha yapmak istiyorum.
Putin çok hasta ve cahil bir insandır. Öyle olmasa, eski Fars atasözünü dinlerdi: "Şah delirdiğinde, Kafkasya'ya savaşmaya gider!"
İnsanlar tek tek alınmasınlar, ama eskiden tartışmalara katılan ve AKP’nin politikalarına ya da İslami hareketin durumuna biraz daha eleştirel gözle bakanların pek çoğu bugün AKP’nin kurduğu think tank kuruluşlarında görevliler. Bunların hepsi şimdi AKP’nin politikalarına malzeme temin ediyorlar.
Gerillanın adını terörist koyduk. Bundan da bir umut bekledik. Sözcükler her zaman, her koşulda değişebilir ve bir gün işe yaramaz olur.(...) Kendi halkıyla savaşan bir ülke olduk.(...) Ey milliyetçi ırkçılarımız, dünyada bir tane dostumuz varsa, o da Irak Kürtleridir.(...) Bir insana, bir halka ne yaparsanız yapın, ama onuruyla oynamayın. Bu benim gençliğimden bu yana dilimde pelesenk ettiğim bir sözümdür. Bizim yöneticiler bunun tersini yaptılar. Halka etmediklerini bırakmadılar. Yüreğim yanıyor bunları söylerken, ben bir yazarıyım çünkü bu halkın.
100 yıl önce bu devleti kuranlar,bugün bu ülkeyi yönetenlerden kat, kat daha aydın,modern kimselerdi.Dünyada başka örneği yoktur.
‘Araştırmacı gazeteci’ olarak Taksim’e gitmesem olmazdı; evet, ben de gittim! Talepleri ne, neyi istiyorlar, neyi istemiyorlar diye bir araştırayım dedim. Benden önce CNN Int. gelmiş ve canlı yayına başlamış! CNN’nin orada olmasından rahatsız olunmaması beni rahatsız etti! Vatandaşın arabasını yakan ‘antiemperyalistlerin’, ABD emperyalizminin sembollerinden CNN’nin arabasını korumaya almaları, “Nerede İbrahim Kalpakkaya, nerede bunlar” dedirtiyor insana.
Olaylar gerçekleşmeden önce kehanette bulunmaktan her zaman kaçınmışımdır, çünkü olay gerçekleştikten sonra kehanette bulunmak çok daha yerinde bir politikadır.
Devlet, insanlığın ahlakını bozmaktadır. Gerçek bir ahlaki yaşantı için, devlet kurumu ortadan kaldırmalıdır.