#özgürlük

İnsan ancak çalıştığı kadar değerlidir. Özgürlük kavramı tam da bu noktada devreye girer.

İnsan ancak kaybetme cesareti gösterdiğinde, her şeyi, sadece kaderini değil ismini ve kentsoyluluğunu da üzerinden attığında, bir de her günü son günüymüş gibi yaşadığında gerçekten yaşar.

İnsanın mutlak olarak kendi sorumluluğunu üstlenme özgürlüğü fevkalade olduğu kadar yıldırıcıdır da.

Özgür olmak için iktidarı devirenler, özgürlüğün karşıtı iktidarı devralırlar.

Bir baskının gelişmesinden hürriyetin doğabileceğini düşünmek boş bir hayal gibidir.

Yazık ! İnsanlar neden niteliklerini hayvanlarda görülenlerden üstün tutup böbürlenirler, bu onları sadece daha bağımlı varlıklar yapar. Güdülerimiz yalnızca açlık, susuzluk ve arzusuyla sınırlı olsaydı, hemen hemen özgür olabilirdik.

Eğer bir toplum bireylerinin yarısı köle konumunda tutuyorsa, bir toplumda yaşayanların yarısı öteki yarısının kölesiyse, o toplum özgür toplum olamaz, o toplum uygarlaşamaz.

Kendine ait hiçbir şeyi olmayan bir varlık nasıl cömert olabilir? Özgür olmayan bir varlık nasıl erdemli olabilir?

Nihayetinde, bizleri her şey karşısında bağımsız kılan tek şey aklın doğru kullanılmasıdır.

Erdem, özgürlükle beslenmediği sürece hiçbir zaman güçlenemez.

Genç bir kızı uysal yapalım derken aptallaştırmaya hakkımız yok.

Dürtülerimiz açlık, susuzluk ve ihtirastan ibaret olsaydı neredeyse özgür olabilirdik.

Bir kimsenin özgür olarak gelişmesi, herkesin özgür olarak gelişmesinin şartıdır.

İnsan gelişmesinin alanı zamandır.

Baylar! Soyut özgürlük sözcüğünün sizi aldatmasına izin vermeyin. Kimin özgürlüğü? Bu, bir kişinin bir başka kişi karşısındaki özgürlüğü değil, sermayenin işçiyi ezme özgürlüğüdür.

Bir hayalim var: Gün gelecek, adaletsizliğin ve eziyetin sıcağıyla bunalıp çölleşmiş olan Missisippi Eyaleti bile, bir özgürlük ve adalet vahasına dönüşecek.

Vicdan ve basın özgürlüğü verildiğinde, pek az bir istisnayla, eylem özgürlüğünü de vermek gerektiğini unutmayalım.

Temellerini özgürlük ve eşitlikten alan bir toplumda pek az eylem suç oluşturur.

Sinsiliği ve ikiyüzlülüğü zorunlu kılan toplumdur: Rahat bırakalım kendimizi.

Hayal gücü düzenin düşmanıdır.

Zincirlerinden kurtulmak için inleyen kötülük, yakalandığı anda skandal çığlıkları atıyor.

Bütün eski kanaatlerin gözden geçirildiği ve bütün yanlışlara saldırıldığı; bütün eski adetlerin tartışmaya konu edildiği ve bütün ruhların özgürlüğe doğru beklenmedik şekilde kanat çırptığı bir çağ.

Özgür anayasa altında cahil insanlar hala köleler.

İnsanların inancı ya vardır ya da yoktur; ikisi birlikte olmaz. Yerlilerin inancına göre maddesel nesneler korkuya yol açar. İnsanlar ne kadar çok mala sahipse, o kadar çok korkarlar. Ve olasılıkla sadece bu nesneler için yaşarlar.