#özeleştiri

Kör köre kılavuzluk edebilir mi? İkisi de çukura düşmez mi? Öğrenci öğretmeninden üstün değildir, ama eğitimini tamamlayan her öğrenci öğretmeni gibi olacaktır. Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin? Kendi gözündeki merteği görmezken, kardeşine nasıl, ‘Kardeş, izin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? Seni ikiyüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün.

Edebiyatta en huzursuz olduğum dil kurban dilidir, mağdur dilidir. Çünkü mağduriyet dilinin sonu yok. O bir süre sonra acıyı, trajediyi melodram haline getirir, çürütür. Çok ağır, çok da ayıp bir şeydir. Hiç kimse gerçek tanıklar adına konuşamaz. Gerçek tanıklar ölülerdir. Dolayısıyla biz, bize kalan tortuyu insan olma vakarıyla ve insan olma utancı, mahcubiyetiyle ele almalıyız bence. İnsanın insana ettikleri karşısında başımıza geleni değil, "Bu başıma gelenlerden sonra ben nasıl yaşıyorum?" gibi bir öz eleştiriyle hayata bakmamız lâzım.

“Şehir savaşı” emrini veren Karayılan, topun icat edildiğinden habersiz şatosunu korumaya çalışan Ortaçağ lordları gibi davrandı. Birbirinden kopuk şehirlerde hayatlarını hiçe saydıkları çocuklardan oluşan “serflerini” ellerine tüfek vererek ölüme gönderdi. Onları hendeklerin ve patlayıcıların gerisinde kalkan yaptı. “Teorik olarak” büyük kitlelerin ayağa kalkarak işi bitireceğini sandı. Kandırılmış olabilir! Bu durumda PKK geleneği olan “soruşturma komisyonuna” bir “özeleştiri” vermesi gerekir.

Şunu unutma ki, düşünceni değiştirmek ve senin yanlışlarını düzelten birisinin söylediklerine uymak özgürlüğünden ödün vermek anlamına gelmez. Çünkü bu değişiklik, senin iradenle olmuştur, kendi arzuna, değerlendirmene ve anlayışına uygun olarak yapılmıştır.

Liste
Yükleniyor…