Ölüme yürüyoruz, sığınacak bir yer bulma umudumuz yok, deliyiz ve meczubuz, Tarih bizi bağışlamıyor.
- Henüz kategori yok.
-
BEDAŞ'tan İstanbul İçin Güncel Elektrik Kesintisi Duyu…12.11.2025
-
Tarım Bakanlığı'ndan Gıda Hilesi Alarmı: Sucuk, Zeytin…12.11.2025
-
Özgü Namal ve Çocukları Trafik Kazası Geçirdi: Durumla…12.11.2025
-
Tether, Altın Rezervlerini Güçlendirmek İçin HSBC'nin …12.11.2025
-
Kıbrıs Açıklarında 5.2 Büyüklüğünde Deprem Hissedildi12.11.2025
-
İsrail'in Kıbrıs Stratejisi: Doğu Akdeniz'de Gerilimle…12.11.2025
-
Japonya'da 6,8 Büyüklüğündeki Deprem Hafif Tsunamiye Y…12.11.2025
-
Kasım Ayında İki Büyük Halka Arz: Pasifik Holding ve V…12.11.2025
-
Müge Anlı ile Tatlı Sert'te Kayaslan Vakası ve ATV Can…12.11.2025
-
BDDK'dan Kredi Kartı İşlemlerine Gece Saatleri İçin Ye…12.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#ölüm
Tek kesinlik şudur: Ölüm, tek kelimeyle, her şeyin anlamıdır, insan ölüm karşısında sıradan bir şeydir yalnızca...
Erkekliğin bizi götürdüğü ve asla geri dönülmeyecek kâbustan bizi dişilik kurtaracak, çünkü erkek, ölümün eşidir ve ölüm, erkeğin yoluna yordamına öncülük eder.
Ölüm istenci yaşama coşkusuna öncülük ediyor ve hangisinin bize esin kaynağı olduğunu ayırt edemiyoruz.
Ölüme doğru gidiyoruz, tıpkı okun hedefe doğru gitmesi gibi, asla ıskalamayacağımız da kesin, ölüm bizim tek kesinliğimiz, tek gerçeğimiz, öleceğimizi daima biliyoruz, herhangi bir zamanda, herhangi bir yerde, biçiminin bir önemi yok. Çünkü ebedi yaşam bir anlamsızlıktır, ebediyet hayat değildir, ölüm özlem duyduğumuz istirahattir, hayat ve ölüm birbirine bağlıdır, başka şey talep edenler imkânsızı isterler ve tek elde edecekleri, ödülleri ise duman olup gitmek olacaktır.
Ya zamanla birlikte yaşar ölürsün, ya daha yüce bir yaşam uğruna zamanın dışına çıkarsın.
Politika için yaratılmadım. Çünkü hasmın ölümünü istemekten ya da kabul etmekten acizim.
Her an bir beklentiye dönüştüğü zaman, yaşam gerçekleştirilmekten yoksun kalır ve ölüm bu beklentilerin sona ermesi gibi geldiğinden, korkunçtur.
Din, ölümün ötesindeki geleceği garantiye almak isterken; bilim, ölüme kadar olan süreyi garantilemek ve ölümü ertelemek ister.
Şeylerin yaşamları ölümlerinden sadece konvensiyonel olarak ayrılabilir; gerçekte, ölmek yaşamaktır.
İçimde bütün dünya dilleri Konuşur şiirler dolusu, Seni anlatırken dilsiz oluyorum, Neden Tokluk uğruna aç topraklar, Süren biz değil miyiz, Güzellik uğruna çirkin savaşlarVeren biz değil miyiz, Namlular gölgesinde aşklar, Ölümler denizinde dostluklarKuran biz değil miyiz, Demek ki ölüm korkutmuyor artık, Demek ki gelecek yakın,Ha bugün ha yarın Varacak olan biz değil miyiz.
Ölümüm Bahar Olsa, Beynimi yüreğime nasıl haykırsam bu akşam, Bu akşam hiç yaşamamış olsamBir badem çiçeği sürsem şimdi namluya, Beynime sıksam, Ölümüm bahar olsa nasıl anlaşılsam.Ne gökyüzü sarhoş ne akşam Yalnızca türkülerde, Bıçaklanmış bir özlem gibi yaşam.
Ey ömrünü destan gibi yürüyenlerYaşayan kimdir gerçekte, Ölen kim Yaşarken bile tükenenler mi, Yılgın yılgın düşenler mi, Yoksa çekilip tarihin burçlarına, Bayrak bayrak ölümsüzleşenler mi.
Tam da yürürken güneşe doğru, Daha ilk adımda, Ağıtlarla ağırlaştı yükümüz, Gencecik ölümler takıldı ayaklarımıza.
Güneşin Kapıları Bir badem çiçeği sürsem şimdi namluya, Beynime sıksam, Ölümüm bahar olsa nasıl anlaşılsam.
Bin kez korkuya boğdular zamanı, Bin kez ölümlediler, Yine doğumdayız işte yine sevinçteyiz.