Biz DRM'i 10 yıldır Microsoft'da kullanıyoruz. iPod'da en çok kullanılan müzik formatı çalıntıdır.
- Henüz kategori yok.
-
Fransa Ligue 1'de Marsilya - Brest Maçı: Kritik Randev…08.11.2025
-
Mevsimlik Lezzetlerle Sonbahar Sofralarına Özel Risott…08.11.2025
-
Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi Hedefi ve Mali Zaferle…08.11.2025
-
Sevilla'dan Tarihi Zafer: 14 Yıllık Hasret Guadalquivi…08.11.2025
-
Suudi Arabistan Pro Lig: Al Fayha - Al Akhdoud Karşıla…08.11.2025
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#müzik endüstrisi
Taklit etmenin marifet sayıldığı günlerde bir yabancı ünlü müzik adamı dostum İstanbul'a geldi, konuğum oldu. Gazinoları birlikte dolaştık. Bizim yorumcularımızı dinledik, alkışladık. Gecenin sonunda, ben ondan şarkıcılarımıza iltifat beklerken, adam ne söylese beğenirsiniz: 'Çok güzel bir geceydi. Çok teşekkür ederim. Çok eğlendim. Ama bir şeyi çok merak ettim. Kimisi Frank Sinatra gibi İngilizce 'Strangers in the Night' söylüyor, kimisi Gilbert Becaud gibi Fransızca 'Et Maintenant' söylüyor, kimisi Nino Bravo gibi İspanyolca 'Mi Querida Mama' söylüyor. Bu değerli yorumcuların hiç kendi şarkısı yok mu?' Adam yerden göğe kadar haklıydı! İşte bundan esinlendik.
Bu harika bir fikir. Bence harika, gerçekten yaparım. Eminim benim plak şirketim benden nefret edecek bunu söylediğim için. Menejerim ve muhasebecim de.
Pop müzik popüler kültüre hitap ediyor. Pop standardında bir sanatçı olduysan, başkalarına dil uzatman lazım. Başka türlü popçu kimliğinle maalesef bu piyasada yer alamıyorsun. Gördüm, yaşadım ve biliyorum. Pop star olmak bana göre değil.
Eurovision'u memleket olarak önemsiyoruz, ekran başında heyecanlanıyoruz. Her zaman ülke olarak birinci olmak istiyoruz. Puanlar verilirken, bir yarış halini alıyor. Her Türk gibi ben de ülkem iyi derece alsın istiyorum. Ama bize sorarsanız, biz katılmayı düşünmüyoruz.
Bu iş çok kötüydü, tamamıyla kahrolası bir aşağılamaydı. The Beatles'ın olduğu şey olmak için bir insanın herhalde kendini tamamıyla aşağılaması gerekiyor ve benim de kızdığım taraf burası. Bilmiyordum, önümü göremedim. Tek tek oldu, aşama aşama, sonunda bu çılgınlık sizi sardığında dayanamadığınız, 10 yaşınızda en nefret ettiğiniz insanlarla tamamıyla yapmak istemediğiniz bir şey yapıyor oluyorsunuz.
Bazen bir albüm çıkartıyorsun ve plak şirketi bunu görmezden geliyor ve birçok insan albümün çıktığından bile haberdar olmuyor ve ben gidip "Hey millet, bakın bana! Ben havalıyım!" diye bağırmıyorum çünkü George Harrison bu değil.
Bence popüler müzik gerçekten garipleşti. Ya o şirin şey ya da sert, kötü şeyler. Yine gençlerle hayat bulması güzel.
Bazı şarkıların popüler hale gelmesi beni umutsuzlaştırıyor. Bugünlerde popüler şarkı sözlerinin 200 sözcüğün altına düşmesi beni gerçekten huzursuz ediyor. İnsanlarla alay eder gibi. Her zaman elinden gelenin en iyisini yapmalı ve hünerini göstermelisin.
Atlantic Records'u kurmamızın sebebi, müziklerini beğendiğimiz birkaç şarkıcı ile kontrat imzalamak ve satın almak isteyeceğimiz albümlerini çıkartmaktı. Açıkçası asla çok eğlenceli bir şeyler yaparak para kazanabileceğimi düşünmedim. Yanılmış olduğum için çok mutluyum.