#müslüman kardeşler

Örgüt, saf haldeki İslam’a dönüşe çağırdığından, Selefi bir davettir. Sünni öğretileri benimsediğinden, Sünni bir yoldur. Hayıra yönelik işlerde Allah için sevmeyi, gerektiğinde Allah için insanlara yüz çevirmeyi, bu arada iş/yürek/kişi arınmasına önem verdiğinden, Sufi bir harekettir. İslami esasların egemen olduğu bir ümmet toplumu için çalıştığından, siyasi bir teşkilattır. Kuvvetli müminin zayıf müminden daha hayırlı olduğunu bilerek beden eğitimine önem verdiğinden, sportif bir cemaattir. İslami çerçevenin içinde kalmakla birlikte, bu öğreti temelinde ticareti ve kâr hükümlerini (serbest piyasa) benimsediğinden, ekonomik bir şirkettir. İslamcı çözümler önerdiğinden, toplumsal bir fikir sistemidir.

Türklerin perspektifinden Müslüman Kardeşler çok radikal görülebilir. Ama ben Türkiye'dekiler de dahil Müslüman hareketlere geniş bir uluslararası perspektiften bakmaya çalışıyorum ve dünyadaki diğer İslamcı hareketlerle kıyaslıyorum. Bu açıdan Müslüman Kardeşler'i şiddet kullanan El Kaide, Pakistan'daki köktendinciler veya Afganistan'daki Taliban'la kıyaslayınca o kadar radikal görmüyorum. Müslüman Kardeşler'i çizginin ortasında görüyorum, orta dereceden ılımlıya doğru bir yerde duruyorlar bence.

1954 yılında, tahliyeleri için İngilizlerle müzakere halindeydik. O dönemde Müslüman Kardeşler, İngiliz büyükelçiliği üyeleri ile gizli görüşmeler gerçekleştiriyordu. Onlara şöyle diyorlardı: "Biz iktidarı ele geçireceğiz, şunları ve şunları yapacağız. Bizimle müzakere edin." 1953 yılında, gerçekten ve samimi bir şekilde Müslüman Kardeşler ile iş birliği yapmak istiyorduk. Bunu; doğru ve uygun olan yolu takip etmeleri için istiyorduk. Müslüman Kardeşler'in lideriyle görüştüm. Oturdu, taleplerini iletti. Söylediği ilk şey "Mısır'a hicab [tesettür] getirilmeli" oldu. "Sokakta yürüyen her bir kadın tarha [başörtüsü] taksın."

Partiler kapatıldı ve Müslüman Kardeşler partisi ile çarpıştık. 4 yıl içerisinde, 1953 ve 1954 yıllarında Müslüman Kardeşler o dönemde devrim ihtimalini etkilemek ve devrim üzerinde vesayet kurmak istediler. İhtilaf yaşadık, bize savaş ilan ettiler. 26 Ekim 1954'te İskenderiye'de bana ateş açtılar. Çatışma başladı ve Müslüman Kardeşler partisinin terör üyeleri tutuklandı.

Mısır'da olanlar, siyasal İslam denen şeyin çöküşüdür. Dünyanın her yerinde dini siyasal emellerine alet eden herkesin akıbeti de bu olacaktır. İnsanları her zaman kandıramazsınız. Hele ki binlerce yıllık bir medeniyete sahip olan Mısır halkını. Bir yılın ardından gerçekler Mısır halkının önüne geldi. Müslüman Kardeşler’in performansı halkın onların yalanlarını görmesini sağladı.

Liste
Yükleniyor…