#mücadele

Çok fazla melankolik olduğumda bazen, herkese olan bana da oluyor, aşağı inme gereği duyuyorsun. Ben de oldukça yalnız hissediyorum bazen. Ailem yanımdayken de bazen böyle hissediyorum. İşim ve hayat tarzım herkesin isteyeceği ya da kaldırabileceği bir tür değil. Onu yeğlediğimi söyleyemem. Çünkü daha önce de dediğim gibi yalnızlık bizim her zaman baş etmek durumunda olduğumuz bir şey. Kanser de bizi ilgilendiren bir şey. Kafamda o gölge olmadan hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Ancak tabii ki bunu her gün hatırlıyorum.

Mücadele, mücadele, mücadele... Vallahi mücadeleden bıktım. Hükûmetle mücadele, muhalefetle mücadele, eski siyasilerle mücadele, komünizmle mücadele, irtica ile mücadele, basın ile mücadele; velhasıl mücadelesiz bir günüm geçmiyor. Yine de bazı çevrelere yaranamıyorum. Ne yapayım ben böyle hayatı... Hoş geldin 1987 yılı... Kim bilir bu sene de nelerle mücadele edeceğiz?

Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya.

Bunun bütün dünyaya bir işaret olması gerekir. Eğer gerçekten istenirse, doğru araçlar kullanılırsa ve bütün sahip olunan bütün güç ve cesaretle yıkıcı güçlere karşı çıkmak kararlılığı gösterilirse, en kötü şartlar altında bile Bolşevizm’in yenilebileceğini kanıtladık. Alman halkı bu sayede daha mutlu oldu ve bu mücadeleye kalkışmayı göze alacak insanlar yetiştirecek şanla sahip olan bütün uluslar da bu mutluluğu tadabilirler. Gözlerinden perdeler kalkacak ve Yahudiliğin şeytani açgözlülüğünü bütünüyle göreceklerdir. Böylelikle bir kere gerçek yüzü görüldükten ve anlaşıldıktan sonra onun ne zeki ne de tehlikeli olmadığını anlayacaklardır.

Dünyanın en tehlikeli düşmanıyla karşı karşıyayız. Savaşını gizli sürdüren bir düşmanla. Ancak onlar, yenilmez değillerdir. Biz, bütün toplumu ve imparatorluğumuzu ele geçirmek isteyen Yahudilerin terörist fikirleriyle mücadele ettik. 14 yıl boyunca, en zor koşullar altında. Onları nasıl Almanya'dan sürdüysek, bizi dünya çapında tehdit eden gücünü de yok edeceğiz!

Şu an dünyanın duymak istediği şeyleri söylüyorsunuz. Artık onlar, inancımızla ilgili şüpheleri ve yanlış fikirleri yok. Arkamızda çok güçlü bir müttefik duruyor. O müttefik, Führer'i takip eden Alman halkının ta kendisidir. Ve önümüze ne kadar tehlikeli olaylar çıkarsa çıksın, Alman halkı bu yükü taşımaya hazırdır. Büyük zafer uğruna en ağır yükleri kaldırmaya hazırdır. Yeni sloganımız şudur: O halde ayağa kalkın ve bırakın fırtına kopsun!

Liste
Yükleniyor…