#miting

Şehre girerken bütün yol boyunca Manisalıların kadın, erkek, yaşlısı ve genciyle büyük bir kalabalık hâlinde sokakları doldurduğunu gördüm. Manzara göz yaşartıcı idi. Vilayet önündeki büyük alanın her tarafı insanla dolmuştu, hiç boş yer yoktu. Ben bu konuda herhangi bir emir vermemiştim. Siyasi partilerin yaptığı gibi bedava otobüslerle insan da taşıttırılmamıştı.

Konuşmamın bir yerinde enteresan bir olay cereyan etti. Konuşurken yağmur başlamıştı. Bunun üzerine, "Yağmurda ıslanıyorsunuz, sizi daha fazla yağmur altında tutmak istemiyorum." deyince meydandaki o muazzam kalabalığın içerisinden yüzlerce açılmamış siyah şemsiye mantar gibi havaya kalktı ve arkasından "Evren Paşa isteriz!" diye tempolu tezahürat başladı. Bu manzara bizi hem sevindirdi hem de güldürdü.

Provokasyon, meydanları kapatmakla, mitingleri yasaklamakla önlenmez; cesaretlendirilir olsa olsa. Provokasyon, böylesi bir kararlılıkla ve kitlesellikle provokatörün üzerine yürünerek önlenir. Bu, "Biz sana rağmen varız. Sana demokrasiyi baltalatma hazzını yaşatmayız" demektir.

Bugün sizi bu meydana yevmiye ile mi getirdiler? Paralar verildi mi? Kumanyalar dağıtıldı mı? Yoksa valililer yazı mı yazdı? ’Bugün Deniz Baykal Çağlayan Meydanı’nda miting yapacaktır. Bütün daire müdürleri, amirler ve memurlar eşlerini de yanına alarak bu mitinge katılın’ diye yazı mı yazdı? Yoksa İstanbul’un dışından, başka kentlerden buraya otobüsler mi kaldırdık?”

Liste
Yükleniyor…