#meditasyon

Sıkıntılarımız, hayal kırıklıklarımız, zaaflarımız ve beğenmediğimiz yanlarımız aslında kendi gerçek benliğimizi yeterince kavrayamamış olmamızdan kaynaklanıyor. Biz yalnızca sahte benliğimizin bilincindeyiz, gerçek benliğimizin değil. Yapılması gereken gerçek benliğimizi ortaya çıkarmaktır... Tüm yoga uygulamaları, onların meditasyon ve zihinsel yoğunlaşmaları işte bu gerçek benliği ortaya çıkarmak içindir.

Bazen gökyüzünde siyah bulutlar olur; gökyüzü bu siyah bulutlar yüzünden değişmez. Ve bazen beyaz bulutlarda olur ve gökyüzü bu beyaz bulutlar yüzünden de değişmez. Bulutlar gelirler ve giderler gökyüzü baki kalır. Sen gökyüzüsün ve düşüncelerde bulutlardır. Eğer düşüncelerini titizlikle izlersen, eğer onları kaçırmazsan, eğer onlara doğrudan bakarsan ilk şey bunu anlamak olacaktır ve bu çok büyük bir anlayıştır. Bu senin aydınlanmanın başlangıcıdır. Artık sen uykuda değilsin, artık gelip giden bulutlarla özdeş değilsin, artık sonsuza dek baki kalacağını biliyorsun. Tüm kaygı yok olur.

Araştırma, o kadar anlamlı ve değerli ki, varsayımları sonuna kadar saklayamaya istekliyim. Belki Tanrı’yı bulurum. Belki de bilimin benim için uygun olmadığını bulurum. Belki bir dağın tepesinde oturur ve meditasyon yaparım. Yolculuk etmek gene de buna değer.

İnsanlar kır evlerinde, deniz kenarlarında ve dağlarda inzivaya çekilecek yer arar; sen de buna şiddetli bir özlem duyuyorsun. Fakat bu özlem çok cahilcedir. Eğer inzivaya çekilme isteği duyuyorsan, gayet mümkün ve basittir bu: İn­san dilediği zaman kendi içinde inzivaya çekilebilir. Üstelik insan inzivaya çekilmek için kendi içinden, kendi ruhundan daha huzurlu, daha sakin hiçbir yer bulamaz, özellikle de kendinde inzivaya çekildiğinde ona huzur verecek şeylere sahipse.

Ölümden kurtulmanın çaresini buldun. Kendi aramalarının sonunda, kendi izlediğin yolda, düşünerek, meditasyonla, bilip kavrayarak, ilhamla sağladın bunu, öğretiyle değil! Ey ulu kişi, kimse öğretiyle kurtuluşa kavuşamaz. Kimseye, ey saygıdeğer kişi, ilham saatinde senin neler yaşadığını, sözle olsun, öğretiyle olsun aktaramaz, anlatamazsın.

Yakında sessizlik bir efsane olacak. İnsanlık sırtını döndü artık sessizliğe. İnsan egosunu şişirmek için günbegün vınlayarak, uluyarak, cırlayarak, gürleyerek, çatırdayarak, öterek, gıcırdayarak ve titreşerek... Gürültüye gürültü katan; insanlığı, yaşamın, düşünmenin, meditasyon özünden uzaklaştıran malineler, aletler icat ediyor. Böylece kaygılarını dindiriyor. Yarattığı insanlık dışı boşluk, gri bir bitki örtüsü misali, canavarca dört bir yana yayılıyor.

Liste
Yükleniyor…