Plütokratlar için 'ülke' artık bir 'üs' ya da sıçrama tahtasıdır. Şıpsevdi halleri var, keşfediyorlar, başlarına çıkartıyorlar, yüceltiyorlar, tapınıyorlar, sonra öldürüyorlar. Tıpkı Roma'da olduğu üzere, adının dışında Cumhuriyet'in bütün kurumlarını yıkmaya mahkumdurlar. Bütün cumhuriyetçileri tasfiye etmeye ve hatta öldürmeye teşnedirler.
- Henüz kategori yok.
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
-
Premier Lig'in Zirve Yarışında Tottenham-Manchester Un…08.11.2025
-
Hull City, Portsmouth Karşısında Evinde Galibiyet Arıy…08.11.2025
-
Sakaryaspor - Serikspor Karşılaşması Öncesi Son Durum …08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#kurumlar
Tayyip Bey, 'Batı'dan ilim değil, ahlaksızlığı aldık' diyor. Bilmiyor; bizim kurumlarımız ve üniversitede okuttuklarımızın hepsi Batı'dan, Garp'tan alınmadır.
19. yüzyıl bütün Osmanlı camiasının en hareketli, en sancılı, yorucu, uzun bir asrıdır; geleceği hazırlayan en önemli olaylar ve kurumlar bu asrın tarihini oluşturur.
Hem halkın gelişmesini hem de diktatörlüğü besleyen; hem milliyetçiliği hem de dış dünyaya yamanmayı kolaylaştıran iki kurum vardır: Eğitim ve basın.
Dinler işlerini bitirmiş, vazifeleri tükenmiş, yeniden uzviyet ve hayatiyet bulamayan müesseselerdir.
Mutsuzlara karşı işkenceler arayacak yerde, kötülüğü daha tohumdayken önleyecek, yok edecek insanca kurumlar yaratın!
Batı gelişim şekli bakımından değil, değerlerinin ve kurumlarının ayırt edici özelliğinden dolayı diğer medeniyetlerden ayrılır.
Batı, medeniyet düzeninde demokratik ve çoğulcu siyasete olan bağlılığını somutlaştıran karmaşık bir konfederasyonlar, federasyonlar, rejimler ve işbirliğine dayalı diğer türdeki kurumlar sistemi biçiminde evrensel bir imparatorluk muadili geliştirmektedir.
Tüm Anarşistler için ortak olan, özgür bir insanlığın gelişiminin önünde duran tüm politik ve sosyal zorlayıcı kurumlardan özgür toplum arzusudur.
Din, denenmemiş inancı, kurumların gücü ve zamanın geçişi aracılığıyla sarsılmaz gerçeğe dönüştürmekle ilgilidir.
Bence herkes hayatında bir defa evlenmeli ki bunun ne kadar aptalca, çağdışı bir uygulama olduğunu anlasınlar.
Eski düzende bir amaca hizmet eden kurumlar çürüdü ve öldü; yerlerini alacak yeni kurumlar doğdu. Bu, tarihin bir yasasıdır.
Herhangi bir yerde özgür kurumların yenilgisi, dünyanın her yerinde yenilgi demektir.
Gerçeklik fabrikada, okulda, kışlada, hapishanede, polis karakolunda fiilen vuku bulandır.
Sistemden binbir zorlukla kurtardığımız, kalan bir avuç bireysel özgürlüğümüzü de, özgürlüğü aramak ve onun uğruna mücadele etmek için gönüllü olarak gittiğimiz grup, topluluk, kurum, sendika, partiler vs… elimizden alıyor. Böyle kurumların yaptığı ilk iş kendilerine gönüllü olarak gelen bireylerin içindeki özgürlük duygusunu ve ben’i öldürmek oluyor.
Ne yazık ki, geriye ne bireysel ne de topluluk olarak özgürlük kalıyor. Çünkü “ben”in olmadığı yerde, “biz” de olmaz. Birey, özgürlük ararken, hiyerarşik zincirin bir parçası, makinenin bir vidası olmaktan kurtulamıyor. Bu kurumlar, sanki bir at’mış gibi bireyi tımar ediyor, onun davranışlarını yeniden düzenliyor, onu kısıtlıyor. Geriye ise ne ben, ne de biz kalıyor ne yazık ki.
Şu an yaşadığımız toplumda Doktorlar sağlığı yok ediyor, Avukatlar adaleti yok ediyor, Üniversiteler bilgiyi yok ediyor, Devletler özgürlüğü yok ediyor, Basın enformasyonu yok ediyor, Din ahlakı yok ediyor Ve bankalar ekonomiyi yok ediyor.
Artık doktorların sağlığı, üniversitelerin bilgiyi, hükümetlerin özgürlüğü, basının haberleri, dinin ahlaki değerleri ve bankaların ekonomiyi yok ettiği bir toplumda yaşıyoruz.