#küresel adalet

Dünya etrafında seyahat ederken, fakir ülkelerin kendi çocukları kollarında açlıktan ölürken, buğdaylarını batılı ülkelere sattıklarını gördüm. Bunu bir suç olarak gören sadece ben miyim? Bana inanın, yediğimiz her lokma et, gözleri yaşlı, açlıktan ölmekte olan çocuğun suratına atılan bir tokattır. O çocuğun gözlerine bakıp da sessiz mi kalmalıyım? Dünya herkesin ihtiyacını karşılayabilecek kadar besin üretebilir, fakat herkesin açgözlülüğünü karşılayacak kadar değil. Hayvanlar menülerden çıkarılmalıdır. Çünkü; onlar mezbahalarda, kafeslerde, parmaklıklar arasında korku içinde çığlık atıyorlar. Şeytani, alçak, umutsuzluk hapishanelerinde...

Endüstriyel et üretimi sadece hayvanlara işkence yapmakla kalmıyor ayrıca çevreyi yok ediyor ve Küresel Güney'den çok büyük miktarda hayvan yemi ithal etmemizi zorunlu kılıyor. Avrupa, Çin'den sonra dünyanın en büyük soya ithalatçısı. Arjantin ve Brezilya soya ekimini hızla artırıyor; söz konusu ürünlerin neredeyse tamamı bizim kestiğimiz hayvanları beslemekte kullanılıyor. Artan et tüketimi toprak fiyatlarını yukarı itiyor. Bu durum yıkıcı sonuçlar doğuruyor. Dünya topraklarının neredeyse üçte biri hayvan yemi üretimine ayrılmış. Küçük çiftçiler topraklarını ve geçim kaynaklarını kaybediyor. Tabağımızdaki o şinitzel Küresel Güney'de yaşayan pek çok insanın gıda güvenliğini tehdit ediyor.

Liste
Yükleniyor…