Çoğu çevrecide görüldüğü gibi, Sol balıkçılıkla ilgileniyor, balıklarla değil; ormanlarla ilgileniyor, ormanda yaşayan canlılarla değil; insan kullanımı için “kaynak”larla ilgileniyor, yoksa hayvanların içsel değerleri olduğu ile değil. Solun çevresel ilgileri doğal dünyaya duyulan bir hürmet duygusundan kaynaklanmıyor, daha çok İnsan varoluşu için sürdürülebilir bir çevrenin önemini anlamış görünen “aydınlanmış bir insan merkezcilik”ten (net bir oksimoron) kaynaklanıyor.
- Henüz kategori yok.
-
Erbaaspor - İnegölspor Maçı: Tarih, Saat ve Canlı Yayı…08.11.2025
-
Süper Lig: Trabzonspor - Alanyaspor Maçı Öncesi Son Du…08.11.2025
-
Yasemin Ergene'nin Boşanma Sonrası Yeni Yaşamı: Sosyal…08.11.2025
-
Girona Küme Düşme Hattından Çıkış Arayışında: Alavés M…08.11.2025
-
Adanalı Genç İş İnsanı Mehmet Hanifi Kalo Hayatını Kay…08.11.2025
-
Irmak Ünal'dan Kanserle Mücadele Sürecine Dair Samimi …08.11.2025
-
Schalke ve Elversberg Zirve Yarışında: Gençler Sahne A…08.11.2025
-
Premier Lig'de Büyük Heyecan: Tottenham - Manchester U…08.11.2025
-
Şanlıurfaspor'dan PFDK Kararına Sert Tepki: İtiraz Red…08.11.2025
-
Gaziantep'te Umre Yolcusunu Karşılamaya Giden Aile Tra…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#kaynaklar
Ekonomik açıdan Doğu, zengin yer altı ve yerüstü kaynaklarına karşın, Türkiye’nin “mahrumiyet bölgesi” olarak bırakılmıştır.
Kaynaklarınızı daha eşitçe paylaşmak isteyip istemediğinizi bile bilmiyorsunuz. Dünyayı besleyecek yiyecekleri çöpe atarken, her gün yüzlerce insan açlıktan ölüyor.
Eğer din üzerine boşa harcanan tüm enerji ve zenginlik—tüm çeşitli biçimlerinde—hayatı ve sorunlarını anlamak için harcanmışsa, bugün neredeyse Ütopya gibi görünen koşullar altında yaşıyor olurduk.
Ayaklarının altına bak. Gücünüzün gerçek kaynaklarına her zaman düşündüğünüzden daha yakınsınız.
Dünya bol kaynaklarla doludur. Kaynakların parasal kontrol yoluyla paylaştırılması uygulamamız, hayatta kalmamız için alakasız ve üretken değildir.
Var olan global ve sosyal problemere gerçekten son vermek istiyorsak,dünyayı ve kaynaklarını tüm insanlığın ortak mirası olarak kabul etmeliyiz.
Para, sadece neye ihtiyaç duyduğu ile neyin elde edebileceği arasında bir girişimdir. İnsanların ihtiyacı olan para değil, kaynaklara erişimdir.
Kütüphanelerde insanlar nasıl her şeye parasız erişebiliyorlarsa tüm yaşam sistemleri de paradan bağımsız hale gelebilir.
Eğitim ve kaynaklar fiyat etiketi olmadan herkese açık olduğunda, insan potansiyeli için bir sınır olmayacaktır.
Günümüzde dünya kaynaklarının herkesin ortak mirası olarak ilan edilmesi gerekmektedir.
Petrolü kontrol edersen ulusları kontrol edersin, yiyeceği kontrol edersen insanları kontrol edersin.
Özgürlük, insanlarla, işgal ettiği alan, tüketiciyle sahip olduğu kaynaklar arasındaki nesnel bir ilişkinin sonucudur.
Yeryüzü her insanın gereksinimlerine yetecek kadar doyurucudur ama her açgözlü kişi için değildir.