#kaynak

Bir canlının var olmasından bir şekilde sorumlu olmamız, ona kendi kaynağımız olarak muamele etme hakkını bize vermez. Öyle olsaydı, kendi çocuklarımıza da, kaynağımız olarak muamele etmemiz meşru olurdu. Ne de olsa onlar da bizim eylemlerimiz ve kararlarımız -çocuk doğurma kararlarımız ya da kürtaj yaptırmama kararımız- olmasa dünyaya gelemezlerdi.

“Benim dilim sadece kitaplardan öğrenilmiş değildir. Evimizde, köyümüzde, Türkçenin olduğu her yerde çocuklardan, kadınlardan, okumuş okumamış halkımızdan emdiğim Türkçedir benim dilim. Halkımın göğüsleri bereketle dolu olduğu için, ben de onu eme eme büyüdüğüm için, gürbüz bir yazar olabilmişimdir.”

Eğer ebedi hikmetlerle dolu Eski Yunan kaynaklarına sahip olmasaydık, eğer bu yapıtlarla korunan ve bize aktarılan, geçmişi önümüze koyan ve başkaca hiçbir şekilde- bilmemize imkan bulunmayan bilim dünyasından habersiz kalsaydık, şimdi eriştiğimiz her bilgiden yoksun olurduk. Eğer Eski Yunan bilimleriyle zenginleşmemiş ve bu kaynakları temel edinmemiş olsaydık, bilgi hamulemiz son derece zavallı kertede kalır ve sınırsız güçlüklere uğrardık. Ve eğer sadece kendi kaynaklarımızın ve kendi çabalarımızın sonuçlarıyla yetinme zorunluluğunda kalsaydık, bilgi dağarcığımız gerçekten kısır kalır ve bu yüzden bilimsel uygarlık girişimini yitirmiş olurduk.

Tarih asla kurumayan bir kaynaktır. Şartlara göre bazen unutulmuş görünse de o, yavaş bir sesle yeni bir gelecekten söz ederek kutsaliyetinin varlığını ispat eder.

Müslümanlar isimlerinden başka her şeylerini kaybetmiş vaziyetteler maalesef. O isimleri belki bir işe yarar. "Bu dinin kaynakları nelerdir?" deyip bir gün Kuran-ı Kerim'e bakma ihtiyacı duyarlarsa hem kendilerini kurtarmış olurlar hem de dünyayı kurtarma imkanları ellerine geçmiş olur.

Paranın tüm kötülüklerin kaynağı olduğunu söylüyorsunuz. Pek hiç tüm bu paranın kaynağının ne olduğunu sordunuz mu?

Liste
Yükleniyor…