#kadın

Sahnede tam bir kadınım ama para harcarken maço bir erkeğe dönüşebiliyorum. Hatta içimde öyle bir maço beliriyor ki bir adamı alıp duvardan duvara bile çarpırıyorum. Karşımdaki ne olduğunu bile anlamıyor.

Bir kız çocuğu en büyük yarayı, darbeyi muhtemelen annesinden alır. Ama sıkıntıdan yine anne çeker, kız çocuğunu ilk önce kurtarır. Paradoksal bir durum söz konusu belki ama kadınlar arasında böyle bir durum var. En büyük yarayı kadından da alsan başka bir kadın tarafından şefkat görme ihtimalin var”.

Filmde erkeklerin varlığına yönelik mesajlar da var. Buna ilişkin de, “Erkeklerin varlığı ve yokluğu bir. Kadın, erkeksiz yaşayabiliyor. Belki varlar ama yoklar. Bedensel olarak da yok olsalar ne olur. Zaten bütün yük kadının omzunda. Diyelim ki erkek gitti. Ne olur. Kadın bunu sürdürür. Kadın tekrar ayağa kalkar. Ben filmimde kadınları kayırdım. Erkekleri de biraz rahatsız etmek istedim”.

Kadınlar, ama sahiden seven kadınlar, erkeğin güçlü olmasıyla ilgilenmezler. Seni severler, çünkü yüreklerinde bir yere dokunmuşsunur. Bunu farkına varmadan yapmışsan daha çok severler.

Bir kadın düşünün ki, ruhsal hissine, soyut bir akıl yürütmeden çok, tamamlayıcı güç için duyulan tanımlanamaz, duygusal özlem tarafından etki edilsin. Aynı, bu kadının zayıflığa hükmetmek yerine, güçlü bir erkeğe teslim olması gibi, kitleler de, yönetilmeyi yönetmekten daha çok severler. Kendilerine sağlanan liberal özgürlükle karşılaştırıldığında, kendine rakip tanımayan bir doktrin, onları içten içe daha çok tatmin eder; söz konusu özgürlükle kendilerini kaybeder, onunla ne yapacaklarını bilemez ve hatta kendilerini yalnız hissederler.

Liste
Yükleniyor…