#ırk

Milletin hizmetinde olan ve vatandaşın çıkarını ilke edinen devlet birinci görevinin, ırkın en iyi unsurlarını korumak, onlara özen gösterip gelişmesini hazırlamak olduğunu anlarsa, bu görevle işinin bitmediğini anlayacak ve ırka layık soylar yetiştirdiği gibi, bu soylarını terbiyesiyle de ilgilenecektir. Sağlam ve enerjik düşünme gücü, ancak sağlam ve kuvvetli bir vücutta bulunur. Dahilerin bazen zayıf bir vücuda sahip olmaları bu prensibi yok saymaz. Onların durumları ayrıdır. Eğer bir millet yozlaşmış kimselerden meydana gelmişse, hakikaten böyle bir bataklıktan büyük bir dahinin çıkması gerçekten son derece nadirdir. Eğer çıksa bile, bu dahinin güç ve etkisinden yozlaşmış olan millet yararlanamayacaktır. Ya bu yozlaşmış topluluk dahiyi anlayamayacak, ya da irade kuvvetlerinin zayıflaması sonucu o dahinin arkasından yürüyemeyecektir. Irkçı devletin izleyeceği yol şöyle olacaktır: Tamamen sağlam vücutlu gençler yetiştirilecektir. Fakat bu iş yapılırken, amaç karakterin terbiyesi ve özellikle irade kuvvetiyle yeteneğin gelişmesi olacaktır. Bu arada gençler, tüm hareketlerinin sorumluluğunu memnuniyetle kabul etmeye de alışacaktır. Asıl eğitim daha sonra gelecektir. [...] Vücudu sağlam yapmak ırkçı bir devlette fertlerin görevi değildir. Bu iş anne ve babaya da düşmez. Nasıl eğitime ait konularda devlet; kişinin serbest hareket etme hakkına tecavüz eder ve çocuğu, anne ve babanın arzuları dışında zorunlu eğitime tabi tutarsa, ırkçı devlet de, daha geniş bir şekilde olmak üzere, milleti ilgilendiren ana meselelerde, şahısların cahilliğine veya anlayışsızlığına karşı, kendi otoritesini kurmalı ve hakim kılmalıdır. Terbiye sahasındaki iş gençlerin vücutlarını küçük yaştan itibaren takip edilmekte olan amaca doğru itmeli ve sonra muhtaç olacakları yıkılmaz dayanıklılıkla yetiştirmelidir. Bu terbiye ve sağlık işi, ilk önce genç anneler üzerinde etki yaratmalıdır. Irkçı bir devlet okulda beden çalışmalarına, şimdikine oranla daha çok zaman ayırmalıdır. [...] Bir genç adamın, her gün hiç olmazsa sabah-akşam birer saati, beden çalışmalarıyla geçmelidir... [...] Her şeyden evvel, genç ve vücutça hastalıksız bir adam, darbelere katlanmayı öğrenmelidir. Irkçı devletin görevi vücutça yozlaşmış insanlardan oluşmuş bir topluluğu terbiye etmek değildir. Irkçı devletin insan tipi; mert, onurlu, enerji sahibi erkekler ve dünyaya gerçekçi insanlar getirecek yetenekte olan kadınlardır.

Melezleşen veya melezleşmeye fırsat veren milletler Tanrı'nın iradesine karşı günah işlerler. Bir millet, kendi varlığının tabiatça verilmiş ve kökleri kanına uzanmış özel vasfına artık bağlı kalmazsa, dünyadaki mevcudiyetine son verilmesinden dolayı şikayetçi olamaz. Bu geçici dünyada her şey çok daha iyi olur ve yapılabilir. Her bozgunun, gelecekteki bir zaferin annesi olması mümkündür. Her kaybedilen savaş gelecekte bir yükselmeye sebep olabilir. Her zorluk, insanın enerjisi ile alt edilebilir. Her zulüm ve baskı, kan saf olarak korunduğu sürece, ahlaki bir dirilme meydana getiren kuvvetleri doğurabilir ve harekete geçirebilir. Fakat kanın saflığını kaybetmesi, saadeti yok eder, insanı sonsuzluğa kadar aşağılatır.

Devlet bir amaca ulaşmanın aracıdır. Gayesi, gerek fizik ve gerek ahlak bakımından bir olan insanların gelişmesi ve bu gelişmenin devamlılığını sağlamaktır, önce ırkın yok edici melekelerinin gelişmesinin şartı olan esaslı özellikleri devam ettirmeye mecburdur. Bu melekelerin bir kısmı daima fizikî hayatın devamlılığına hizmet edecek ve diğer bir kısmı, fikrî anlayışları kolaylaştıracaktır. Fakat gerçekte birinci, daima ikincinin en gerekli şartıdır. Bu gayeye dikkatlerini vermeyen devletler, zararlı organlardır. Yahut başka bir ifadeyle cenin halinde kalmış mahluklardır. Bu gibi devletlerin var olması işin rengini hiç değiştirmez. Biz nasyonal sosyalistler bir örtü olan devlet ile, o örtüyle örtülen ulus arasında gayet keskin ve açık bir fark gözetmek mecburiyetindeyiz. Bu örtünün; ancak göz önüne alınıp korumak hususunda olursa, bir hikmeti ve manası olduğu olduğu kabul edilir. Aksi takdirde hiçbir değeri olamaz. [...] Devlet temsil ettiği milletin yaşam şartlarına dayanmakla ideal devlet özelliğini kazanmaz. Varlığı, temsil ettiği milletin hayatını aktif biçimde sağlarsa ideal devlet olarak kabul edilebilir. [...] Devlet bir cevheri temsil etmez. Devlet, bir şekil ifade eder. Bir milletin ulaştığı medeniyet seviyesi, o milletin içinde yaşadığı devletin faydasını ölçme imkanını vermez. [...] Bir devletin değeri hakkında verilecek karar milletine sağladığı faydayla meydana çıkar. [...] Devletin tek fonksiyonu varlığının iktidarıyla, milletin her husustaki gelişmesini imkan dahiline sokmaktan ibarettir.

Biz, Rus bolşevizmini yirminci asırda Yahudilerin dünya hâkimiyetini ele geçirmek için bir teşebbüsleri saymalıyız. Başka dönemlerde de Yahudiler aynı amaca ulaşmaya giriştiler. Bu eğilim Yahudilerin benliklerine pek derin biçimde kök salmıştır. Başka milletler kendi cinslerini ve güçlerini geliştiren içgüdüyü izlemekten, kendi istekleri ile vazgeçmezler. Ancak milletleri dış şartlar böyle bir şeyle karşı karşıya bırakır. Yahudi dünya diktatörlüğüne yürüyüşünü ihtiyari bir feragat ile veya ebedi emelini kendi içine atmak suretiyle kesmez. O da ancak dış kuvvetlerle yolundan döner. Çünkü, ondaki dünya tahakkümü içgüdüsü, ancak kendisi ile birlikte sönecektir. Fakat ırkların âcizlerinin ihtiyarlık yüzünden ölmeleri, ancak kanların balistiğinden vazgeçtikleri zaman vukua gelir. Yahudi ise bu temizliği muhafaza etmek yolunu dünyada her ırktan daha iyi bilir. Demek ki, Yahudi kendi yolunda sürekli biçimde ilerleyecektir. Ta ki, karşısına başka bir kuvvet çıkıp da, gökleri kuşatmaya girişmiş olan Yahudi'yi pek büyük bir çarpışma sonunda cehenneme yollayıncaya kadar...

Alman asıllı Avusturya devleti doğal olarak yeniden büyük Alman yurduyla birleşmelidir. Bu birleşme kaçınılmazdır. Ancak bu birleşme sadece birtakım ekonomik sebeplere dayanmamaktadır. Hayır, hayır! Bu birleşme ekonomik bakımdan önemsiz, hatta zararlı bile olsa gerçekleşmelidir. Çünkü aynı kanı taşıyan Alman halkı, tek bir imparatorluğa aittir. Alman devleti, kendi insanlarını bir tek devlet altında bir araya getirmedikçe, yayılmacı bir siyaset uygulama hakkına sahip olamaz. Reich'ın hatları bütün Almanları içine aldığı zaman, eğer insanın layık olduğu şekilde yaşamasını sağlayamazsa o zaman, saban yerini kılıca bırakacaktır ve geleceğin yeni dünyasını savaşın gözyaşlarına var edecektir.

Liste
Yükleniyor…