#insancıllık

Sosyalizm, siyasal solun çoğunun hedefi, hâlâ aydınlanmış hayvan savunucularının hedefi, çünkü sosyalist bir sistem hayvan sömürüsünü ve cinayetini teşvik eden kâr teşviklerini ortadan kaldıracak. Sosyalist toplumlar, sosyalist toplumlar kapitalist toplumlar gibi öldürmek ve kişi başına düşen hayvanların yarısını tüketmek gibi, kapitalist toplumlardan çok daha insancıl olduklarını kanıtlar.

Son zamanlarda, dostluk duygularımızın nesnesi olarak tüm insan türünü alma yolunda, ırkçılık ve vatanseverliğe karşı bir eğilim oluşmakta. Özverimizin bu insancıl genleşmesinin ilginç bir sonucu var ki, "türün iyiliği" fikrini destekliyor. Politik anlamdaki liberaller -türün etiği konusunun en inandırıcı sözcüleri-, şimdilerde özveri sınırlarını biraz daha genişleterek başka türleri de içine alanları küçük görmekteler. İnsanların barınma şartlarını iyileştirmek yerine, büyük balinaların öldürülmesini önlemekle ilgilendiğimi söylediğim takdirde, sanırım kimi arkadaşlarımı epey şaşırtmış olacağım.

İnsanın aynı yaşamı paylaşmadığı, sorunlarını bilmediği insanların sorunlarını çözecek çözümlere sahip olduğunu sanması budalalık, kendini beğenmişliktir. Böyle bir uzaktan insancılık uygulamasının, o insanların hoşuna gidecek sonuçlar yaratacağını sanmak aptallıktır.

Yaşam yoksa var etmek gerekir onu. İnsancılığın başlıca temelidir bu. İnsana saygısızlık, bu temele boş vermekten kaynaklanır: “Nasıl olsa ölecek değil miydi?” Celladın sözüdür bu. “Var mıyım, yok muyum?” sorusu yalnız doğaya değil topluma da başkaldırmayı simgeler. Barışseverlik; savaştır, korkaklık değildir.

Liste
Yükleniyor…