İnsanın en değerli varlığının aklı olduğunu; aklını kullanamayanların, akıl yürütemeyenlerin, merak etmeyenlerin ya da kuşku duymayanların bu değerden yoksun olduğunu bilmelisiniz.
- Henüz kategori yok.
-
ABD Adalet Bakanlığı, Trump'ın İsteği Üzerine Epstein'…15.11.2025
-
14 Kasım 2025 Altın Piyasası: Yarım Altın Fiyatlarında…15.11.2025
-
Bankaların Yeni Faizsiz Kredi ve Nakit Avans Kampanyal…15.11.2025
-
İspanya Milli Takımı'nda Lamine Yamal Krizi: Türkiye M…15.11.2025
-
UFC 322: Yarı Orta Sıklette Jack Della Maddalena - Isl…15.11.2025
-
Arka Sokaklar'dan Şehitlere 'Sürgün' Saygısı: 727. Böl…15.11.2025
-
2026 Dünya Kupası Elemeleri: Slovakya-Kuzey İrlanda Ma…15.11.2025
-
DFB Yıldızı Nick Woltemade'den Milli Takım Golü, Newca…15.11.2025
-
Arka Sokaklar 727. Bölümde Heyecan ve Duygusal Şehit A…15.11.2025
-
Las Palmas ve Valladolid Arasında Kritik LaLiga Hyperm…15.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#insan
İnsan çok akıllı bir tasarımın ürünü değil. Bugün genetik olarak ismi konmuş 9.000 çeşit hastalık var. Bir fabrika düşünün ki 9.000 çeşit hatayla üretim yapıyor. Kilisenin yaptığı hataları şimdi bizimkiler tekrar ediyor...
En çok sevilen ya da değerli şey özene bezene tasarlanır ve dikkatle imal edilir. İnsan Tanrı gözünde en değerli varlık olmasına karşın en çok defekti (bozukluğu) olan tür gibi görünüyor. Şimdilik insan soyunda adı konmuş 9000 çeşit kalıtsal hastalığın olduğu bilinmektedir. Bir fabrika düşünün ki 9000 çeşit bozukluğu olan bir ürün imal ediyorsunuz ve buna da akıllı tasarım diyorsunuz. Ya akıllılığı bilmiyorsunuz ya da tasarım ne demektir onu bilmiyorsunuz. Sıkıştığınızda takdiri ilahi diyorsunuz. Bütün bunları görebilmek belirli bir sezinlemeyi, bilgiyi ve en önemlisi yargılamayı gerektirir. İnsan doğası gereği benmerkezli (antroposentrik) olduğu için her şeyi kendi çıkarı açısından değerlendirir. Ben yaşıyorsam ve özellikle de iyi yaşıyorsam bu çok iyi kurulmuş tanrısal bir düzenin sonucunda olmaktadır. Ancak henüz erginliğe ulaşamadan ölen kardeşlerim için böyle bir yargı geçerli değildir. Benim çocuklarımın eli yüzü düzgün ise bu Tanrısal bir tasarımın sonucudur ancak komşunun bütün aileyi sıkıntıya sokan sakat doğmuş çocuğu ‘Tanrı’nın benim halime şükretmem için yapmış olduğu bir düzenlemedir’. Tanrısal tasarımda acaba bencillik ve narsistlik bir ön koşul mudur?
Biyolojik sistemlerin aslında çok akılsızca tasarlandığını vurgulamak istiyorum ve soruyorum: Nasıl bir tasarım olsaydı normal veya akılsız tasarım olacaktı? İnsan çok akıllı bir tasarımın ürünü değil. Bugün genetik olarak ismi konmuş 9.000 çeşit hastalık var. Bir fabrika düşünün ki 9.000 çeşit hatayla üretim yapıyor. Bunun yanı sıra prostat, apandisit, yirmilik diş gibi bazı yanlış oturtmalar var. Sonra erkekler neden sünnetli doğmuyor? 2.000 yıldan beri en az on milyon çocuğun enfeksiyon yüzünden öldüğünü söyleyebiliriz. Tanrısal bir tasarım, sünnetli dünyaya getirerek bu kadar suçsuz insanın ölmesini önleyebilirdi. Başka bir örnek de kaslarımız. Boyları kemiklerimizin boyuna uygun olmadığı için vücudumuzda ağrılar oluyor. Her şeyi bir yana bırakın doktorluk diye bir meslek var. Doktorluk hasarlı tasarımı ortadan kaldırma mesleğidir.
İnsanoğlu, her şeyden daha çok terazinin (kefelerine) benzer; ya cehaletiyle hafif veya ilmiyle ağır olur.
Derdin sendendir bilmezsin, çaren de sendedir görmezsin; evrende bir noktayım sanırsın, tüm alemler, kainat, sende özetlenmiştir de, görmezsin.
Sanırım, aklın hem maddenin hem de bireyselleşmiş insan zihninin maddenin aracılığıyla gelişmesinin nedeni olduğuna inanmakta hiçbir çelişki yoktur.
Doğa insanın öğretmenidir. Hazinelerini arayışına açar, gözünü açar, zihnini aydınlatır ve arındırır; Varoluşunun tüm görüntü ve seslerinden bir etki soluyor.
Bazen insanlar, kendini beğenmişlik ya da kibir sözcüğü yerine kulağa daha hoş gelen hırs sözcüğünü kullanarak kendilerini biraz temize çıkarmaya çalışırlar.