#inanç

Ben sürekli', 'Tanrı', "kavramına başkaldıran bir yapıyı taşıdım. Bu bir evrimsel süreç içinde bir gelişme niteliğinde oldu. Söylerdim, Tanrı ile kavga ederdim. Arkasından tövbe estağfurullah derdim. Örneğin, Kur'an Allah sözüyse Kur'an'daki kölelik niye? Niye insanların bir kesimine 'sen kölesin', 'tamam olur, kölelik de olur' denmiş? Madem Allah'tır köleliği kaldırmalıydı, kimine köle kimine özgür dememeliydi...

Yanıtları aramak için yıldızlara bakabilirsin, Tanrıyı veya uzak gezegenlerde yaşamı aramak için, Ondan sonra bile inancını sürdür, Herbirimiz labirentin haritasını içimizde bulunduruyoruz, Ve cennet (mutluluk) burada yer yüzünde, Can bizleriz, Ortak vicdan. Acıyı ve ızdırabı biz yarattık, Ve bu dünyanın güzelliğini, Cennet (mutluluk) burada yeryüzünde, Bizim insanlığa olan inancımızda, Bizim bakışımız dünyaya ait olan için; Barışa, sevgiye ve anlamaya dair sarsılmaz inanışımız adına.

İnsanlar da, gözleri açılmamış enikler gibi, biri şuna, öteki öbürüne koşup durur. Dinler sürüyle, ama vicdan denilen şey bir tanedir. Sende de, ötekinde de var. O halde herkes kendi vicdanına inansın, o zaman hepimiz birleşmiş oluruz. Birlik, herkesin kendi başına olmasından doğacaktır.

Yeni bir paradigmayı oldukça erken bir aşamada benimseyen kişinin, eski paradigmanın bazı sorunlarda başarısız olduğundan başka bir şeyi bilmediği halde yenisinin, karşılaşacağı birçok büyük sorunu çözmeyi başaracağına inanması gerekir. Böyle bir karar, ancak inanç üzerine verilebilir.

Liste
Yükleniyor…