Gaddarlık denen şey laboratuvarda meydana gelip de ona tıbbi araştırma dendiğinde gaddarlığından bir şey kaybediyor mu?
- Henüz kategori yok.
-
Dundee, Yeni Teknik Direktör Rohl Yönetimindeki Ranger…09.11.2025
-
Fenerbahçe, Kayserispor Karşısında Galibiyet Serisini …09.11.2025
-
Real Madrid, Vallecas Deplasmanında Liderliğini Garant…09.11.2025
-
Perihan Savaş, Kaybettiği Eşi Yılmaz Zafer'i 30 Yıl So…09.11.2025
-
Zirve Mücadelesinde Kritik Randevu: Çorum FK - Iğdır F…09.11.2025
-
Real Madrid, Vallecas Deplasmanında Xabi Alonso Liderl…09.11.2025
-
Grammy Adaylıkları Açıklandı: Justin Bieber 'Swag' ile…09.11.2025
-
Militão'dan Real Madrid'e Müjdeli Haber: Rayo Vallecan…09.11.2025
-
Yardımsever Baby2Baby Galasında Serena Williams Onurla…09.11.2025
-
Kocaelispor, Galatasaray Karşısında İlk Yarıyı Önde Bi…09.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#ikiyüzlülük
En dindar geçinenlerin en çok hırsızlık yaptığını, rüşvet aldığını, ülkesini soyup soğana çevirenler olduğunu artık görmemezlikten gelemezsiniz.
Dindarların melanetlerini izleyerek göstermelik bağlandığı dininden; demokrasi havarisi geçinenlerin, işlerine gelmediği zaman ne kadar acımasız olduğunu görerek demokrasiden soğur. Dindar geçinir, dinin gereklerini yapmamaya başlar; demokrat geçinir, çağdışı davranışları ve görünümleri erdem zanneder. Evrensel tanımlara ulaşamadığı için, dini aklına geldiği gibi yorumlar; yapamazsa bu yorumu yapanların peşine takılarak cemaatin bir üyesi olur.
Sonuç olarak diyebilirim ki, insanlar ikiyüzlüdür, kıskançtır, yalancıdır, misafirperver değildir ve serttir…
Azerbaycan'ın tüm diplomatik çabalarına rağmen, Ermenistan'ın Karabağ'ı işgali ve gerçekleştirdikleri sivil katliamlar karşısında sus pus olanların, bugün sergiledikleri tavır ise maalesef tam bir iki yüzlülüktür.
Lafa geldi mi herkes şikayetçi. Fakat bir şeyler yapalım dediğinizde, önce kendi çıkarlarına bakıyorlar.
Tarih galerisinde, büyük insanlar adı altında, sıra sıra kurulmuş kişilerin yüzlerini bir sıyır bakalım, altlarından ne çıkacak: Çıkarcılığın çirkin yüzü hep!
Vejetaryen olup kurban olayına kökten karşı çıkarsın... Anlarım. Balık bile yemeyip tek bir hayvanın bile kesilmesine itiraz edersin... Anlarım. Kendini tamamen nebatata verip “Hayvanları rahat bırakın” dersin... Anlarım. Et gördüğünde midesi kalkanlardan olup “Tavuk bile kesilmesin” dersin... Anlarım. Ancak... Hem nar gibi kızarmış et karşısında kendinden geçeceksin, hem de “Hayvanlara yazık oluyor” edebiyatı yapacaksın. Hem etin her türlüsünü afiyetle tüketeceksin, hem de “Ben var ya, kurban olayına acayip karşıyım” diye tutum alacaksın. Hem “hayvanın en güzel yeri” konusunda nutuklar attıracaksın, hem de “Şu Kurban Bayramı çok vahşi” diyeceksin. İşte bunu... Asla ve kat’a anlayamam!
Yargıç, imam, öğretmen, şair, edip, ressam, yazar ve hayatta para ve boğaz düşkünlü ğünden daha yüce emellerin olduğunu sanan herkesin midesi, düşünmek istedikleri vakit, bu canlıların leş ve pıhtılaşmış kanlarıyla dolu. Bu hal, hayvanlara işkence etmek bir yana, hiç gerek yokken insanın acıma duygularını ve doğadaki varlıklarla birleşmesini kendi içinde zorla bastırması nedeniyle çok korkunçtur.
Soykırım gibi, insanlar hayvanların başına ne geldiğini öğrenmek istemiyorlar, reddetme hali içerisindeler; yakılmış insanların dumanları arasında işini görmeyen devam eden “İyi Almanlar”ın bir benzerini ahlaki iyilik ve merhamet numarası yapan; ama yiyecek seçimleri hayvanlara yönelik soykırımı devam ettirmeye yarayan önyargılı iki yüzlülerden başka bir şey olmayan “İyi İnsanlar”da görebiliriz.
Kliniklere bomba atan ve iyi doktorları öldüren fanatik kürtaj karşıtlarının, incelendikleri zaman su katılmamış birer türcü olduğu ortaya çıkıyor. Yetişkin bir inek, ahlak açısından, her türlü makul ölçüte göre, doğmamış bir bebekten daha çok sevgi ve yakınlığımızı hak eder. Kürtaj doktoruna “Cani!” diye haykıran yaşam yanlısı kişi, eve gidip bifteğini yer.
Bir kandırmacının ortasında ölüyor koyunlar. Kurban etmeyi, hatta korkunç ve alışılmış ifadesiyle kurban “kesmeyi” kutsayan, teşvik eden zihniyet yılın kalan 364 günü bir halkı “kurban” ediyor. Onun da kendince tanrısı var elbet.
Vejetaryen/vegan olmayanların hayvan sevgisine inanmıyorum, tam bir mış gibi yapan sahtekarlık.
Hayvan dostuyum deyip, işkenceyle öldürülmüş hayvanları yemek! Hayvanlar insana dosttur, insan dostunu yemez.
(...) Ve mezbahalar. Her bir saniye para demek. Bu yüzden bir hayvanı kesmeden evvel bayıltmak kanuni olsa da, ortada bayıltıcı bir alet yoksa, ki çoğu zaman böyle oluyor, elektrik veriliyor hayvanlara ve canlı canlı kesiliyorlar. Bu defalarca ve defalarca gösterildi. Ama benim söylemek istediğim şu: Eğer insanlara bunları anlatırsanız pek çok kişi “Lütfen bana bunları anlatma, ben çok hassasım ve hayvanları seviyorum” diyor. Ben de şöyle düşünüyorum o zaman: “Ama bunun kimseye bir faydası yok".