#icat

Demek ki, ordunun Kemalizm’i Erbakan’a karşıtlık ile sınırlı idi. Erbakan, dinsel politikacı olmanın yanında, millici, kalkınmacı, İsrael’e karşı, komşu ülkelerle dostluk yanlısıdır; itiraz buradadır. Bu tespitten de şu çıkıyor, “AKP”, sadece bir temizlik hareketi idi, millici ve kalkınmacı olmayan, İsrael ile nerede ise uydu ilişkisinde ve bu nedenle komşu ülkelere karşı iki yüzlü bir hareket aranıyordu, o halde akp, kendiliğinden bir oluşum değil, sadece bir icat idi.

Kemalizm'i biz icat ettik. 'Biz' ellili yılların eylemcilerini anlatmaktadır.

Ya bilim tek tek keşif ve icatların birikmesiyle gelişmiyorsa?

Hiç yanılmadım, 10000 işe yaramayan yol buldum.

Bir şey sizin istediğinizi yapmıyor diye kullanışsız demek değildir.

Çok güzel bir buluşa benziyor ama Allah aşkına bunu kim, niye kullanmak istesin ki?

Büyük yükleri taşımak için tabii ki benim makinem ideal.

İnsan kalbini, bir mucidin kendi beyninin yarattığı bir ürünün başarıya ulaştığını görmesinden daha fazla heyecanlandıran bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu tür duygular insana yemeyi, uyumayı, arkadaşları, aşkı, her şeyi unutturuyor.

Çocuklarımızı bilim adamı olmaya, bilim ve teknolojiyle onları geliştirmekle ilgilenmeye sevk etmeliyiz. Şimdi teşvikler var. Türkiye'de aileler, çocuklar ya popçu olsun ya topçu olsun diye uğraşıyorlar. Niye? Para orada. Ya popçu olacaksın ya topçu. Memlekete popçu da lazım topçu da lazım. Ama bilim adamı, teknoloji lazım değil mi? Ne olacak? Bu bilim işlerini kim yapacak? Teknolojiyi kim geliştirecek? Hep başkasının buluşlarını, hep başkasının icatlarını yüksek paralar verip kullanmakla mı meşgul olacağız? Bilim adamı olmaya, teknoloji geliştirmeye de teşvik etmemiz, destek vermemiz, cesaretlendirmemiz lazım.

Daha önce başka ne keşfettiğini keşfetmek kolaydır.

En büyük icatlar hep cehalet dönemlerinde ortaya çıkmıştır, tıpkı pusula, barut ve matbaa gibi; ve hep en vasat ulusun eseridir: Almanların.

Gereksinim, icadın anasıdır.

Bence ekonomik zorluklar, diğer kısıtlamalar gibi, yeniliği ortaya çıkarıyor. Dar bir kutudan çıkmanın bir yolu da kendi çıkış yolunuzu icat etmektir.

Daha icat edilmemiş pek çok şey var.

Şeytan da dinler gibi rahipleri zengin etmek için icat edilmiştir.

Çoğu kez icat ihtiyacın anasıdır, ihtiyaç icadın değil.

İnsan tarihinde tekerleksiz geçmiş yedi milyon yıllık bir süreden sonra, birkaç yüzyıl içinde Eski Dünya’nın birbirinden ayrı pek çok yerinde o aynı tuhaf tekerlek biçiminin bir rastlantı sonucu ortaya çıkmış olduğunu hiç kimse düşünmüyor.

İnsanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı giden at üretirdim.

İhtiyaç, icadın anasıdır.

Eğer Tanrı var olmasaydı, onu icat etmek gerekirdi.

İcatların gücü, erdemi ve sonuçlarını incelemek iyidir ve bunların en bariz görüneceği alanlarda, eskilerin bilmediği ve kökenleri yakın zamana ait olsa da belirsiz ve muğlak olan şu üç alandır: matbaa, barut ve mıknatıs. Bu üçü dünyada her şeyin çehresi ve durumunu değiştirmiştir.

İhtiyaç gerçekten de icadın anasıdır.

Artık yeni hiçbir şey yok. İcat edilebilecek her şey icat edildi.

1000 yıldır birileri ona “doğruyu” söylemiş, o da bunu ya baba dayağı korkusu ya cehennem ateşi korkusu ya sultan hiddeti korkusu ya paşa cezası korkusu kabullenmiştir. Sormaya sormaya, bırakın soru üretmeyi, soru sormayı unutmuştur. Sık sık dile getirildiği gibi “icat çıkarma'’ gibi bir deyimi üretecek kadar salaklaşmış bir toplumun üyesidir.