#iç politika

Çandar, Türkiye’nin önde gelen gazetecilerinden biri statüsünü kolay kazanmadı. Gerek dünyayı, gerekse Türkiye’yi tanıma çabasında, onun kadar çok seyahat etmiş, güçlüğü göze almış, bilgilerini yenileme ve zenginleştirme çabası göstermiş; onun kadar çok insan tanımış, tarih yapan kişileri yakından tanıma tutkusu içinde olmuş başka birini tanımadım. Bu vasıflarıyla Çandar, 1980’lerden bu yana Türkiye’de dış ve iç politika üzerine yürüyen tartışmaların hemen her zaman göbeğinde yer aldı; doğru bildiği görüşleri, en açıksözlülükle savunmaktan geri durmadı. Yanlış yaptığını gördüğünde de, yanlışları terk etmekte tereddüt göstermedi. Bunların ‘niçin’lerini her zaman açıklamadığı nedeniyle kendisini eleştirenler olmuştur.

Onun için, bu bağlamda suyu yokuşa sürmeye başlasak bir an önce çok iyi olur. Kendimizi hiç ağırdan satamıyoruz! Böyle bir dış politika olabilir mi? Türkiye'yi dünya terörizminin barınma alanı yapan bir dış politika ile Türkiye çok büyük bir kaosa sürüklenmektedir. Kendi içerisindeki terör, Kürt, Kıbrıs, sanal ekonomi, yargı, başkalaşım, devleti tamamen ele geçiren cemaatler sorunları ile Türkiye, tam çıktım derken bir anda düşer ve batar. Sonucunda da, biraz daha gecikilirse kurtaracak ne halk, ne de ülke kalmayacaktır. Bütün dünya hayretle bizi izliyor! Bir ülke nasıl bu şekilde intihar eder diye! Her şey yalan, göz boyama, şov, günü kurtarma doğrultusunda planlanmıştır. Fark edenlere ortaçağlarda bile görülmeyen boyutlarda bir komplo mevcuttur.

Umumi ıslahat yapmak emeli bizde o kadar bir katiyetle vardı ki esasen bu dahili ıslahatı yapmadıkça memlekette yaşamak imkanı olamayacağına imanımız vardı. Fakat bizce bütün ıslahatın başlangıcı iki buçuk asırdan beri başımıza asumani bir bela suretinde dikilmiş olan çarlığın mahvolduğunu görmek ve onun memleket içinde her zaman yaptığı entrikalara nihayet vermekti.

Partiler kapatıldı ve Müslüman Kardeşler partisi ile çarpıştık. 4 yıl içerisinde, 1953 ve 1954 yıllarında Müslüman Kardeşler o dönemde devrim ihtimalini etkilemek ve devrim üzerinde vesayet kurmak istediler. İhtilaf yaşadık, bize savaş ilan ettiler. 26 Ekim 1954'te İskenderiye'de bana ateş açtılar. Çatışma başladı ve Müslüman Kardeşler partisinin terör üyeleri tutuklandı.

Liste
Yükleniyor…