#hukuk

Biz Türkiye'yi ileri götürelim, 2023 hedeflerine, Mustafa Kemal Atatürk'ün muasır medeniyetler diye hedef gösterdiği ülkemizi daha da yukarı taşıyalım derken, ülkemizi geriye götürmek isteyen gerici vesayetçi zihniyetin asla ama asla Türkiye'de muvafık olması mümkün değil. Başaramayacaklar, bu karanlık zihniyetle mücadelemizi sürdüreceğiz. Millet iradesini tahrip etmeye yeltenen, bu değerlere kasteden bu zihniyete, güruha hukuk çerçevesinde cevaplar verilecektir. Siyaset de, demokrasiyi, hukuk, anayasayı bu anlamda korumak için en büyük hassasiyet içinde olmalıdır, olacaktır.

Teokratik bir devlet düzeninde vatandaşlık yoktur; kulluk vardır. Millet yoktur; ümmet vardır. Buna bağlı olarak idare edilenlerin haklarından da bahsedilemez. Hak kavramı ve insan hakları, laik hukuk düzeninin bir ürünüdür. Çünkü insanlara hak tanımanın esası, egemen gücün insan olmasına dayanmaktadır. Laik ve demokratik bir düzende insana temel haklarını veren, son tahlilde, başkası değil, yine insanın kendisidir.

Demokrasinin ve onun ön koşulu olan lâikliğin gereği birbirine tahammül etmek de değil, hoşgörü göstermek de değildir... Demokrasinin, lâikliğin anlamı, herkesin birbirinin dinine, imanına, inancına, inançsızlığına, yaşam biçimine, kendisine istediği saygıyı göstermesi ve devletin de bunu hukuk aracılığıyla korumasıdır. Demokrasinin gereği, hoşgörü ya da tahammül değil, anayasayla ve yasalarla da desteklenen saygıdır, saygı...

Laiklik, hukuki bir kavramdır. Hem de öyle bir hukuki kavramdır ki, tanımı, değişmez bir şekilde Anayasanın özüne ve ruhuna kazınmıştır: Laiklik, hukuk kurallarının insanlar tarafından yazılmasıdır. Laiklik, hukukun insanlar tarafından yaratılmasıdır.

Liste
Yükleniyor…