Futbolla yerim, futbolla uyurum, futbolla nefes alırım. Çılgın değilim. Sadece tutkuluyum.
- Henüz kategori yok.
-
Lando Norris Sao Paulo Sprint'i Domine Etti, Piastri'n…08.11.2025
-
West Ham United, Burnley Karşısında Kritik Maça Çıkıyo…08.11.2025
-
Türk Telekom - Karşıyaka Maçı Öncesi: Yükselişteki Baş…08.11.2025
-
Bundesliga: Union Berlin, Zirvedeki Bayern Münih'in Ye…08.11.2025
-
Amedspor Taraftarından Hatayspor'a Sıcak Karşılama, Gö…08.11.2025
-
LaLiga'da Kritik Randevu: Sevilla ve Osasuna Düşüşü Du…08.11.2025
-
Hull City Zirve Takibinde: Art arda Gelen Galibiyetler…08.11.2025
-
Rochester Adams, Stoney Creek'i Yenerek Bölge Şampiyon…08.11.2025
-
Kompany'nin Rekor Peşindeki Bayern Münih'i Union Berli…08.11.2025
-
Ankara'da Elektrik Kesintileri: Başkent EDAŞ'tan Şebek…08.11.2025
- Tahir Musa Ceylan 534
- Abdülkâdir Geylânî 488
- Yalçın Küçük 436
- Recep Tayyip Erdoğan 253
- Adolf Hitler 252
- Schopenhauer 200
- Johann Wolfgang von Goethe 197
- Haruki Murakami 191
Liste
#hayat tarzı
Çok fazla melankolik olduğumda bazen, herkese olan bana da oluyor, aşağı inme gereği duyuyorsun. Ben de oldukça yalnız hissediyorum bazen. Ailem yanımdayken de bazen böyle hissediyorum. İşim ve hayat tarzım herkesin isteyeceği ya da kaldırabileceği bir tür değil. Onu yeğlediğimi söyleyemem. Çünkü daha önce de dediğim gibi yalnızlık bizim her zaman baş etmek durumunda olduğumuz bir şey. Kanser de bizi ilgilendiren bir şey. Kafamda o gölge olmadan hayatıma devam etmeye çalışıyorum. Ancak tabii ki bunu her gün hatırlıyorum.
İnsanin kaderine öldürene kadar tecavüz etmeyi istediği gün, o kaçış fikrinin bir kara delik gibi zihnine gelip yerleştiği gündür. Yoksul olduğu için bilgiye ulaşamayanlardan, hayatı ve insanlığı sorgulayamanlardan, en yüksek eğitim olanaklarının sunulduğu, delirmek için yeterli tüm malzemeye sahip çocuklara kadar bütün hayat tarzlarında kaçış, rahatsız ama çekici bir yere sahiptir. Üzerinde fazla oturulamayan sert bir koltuk gibi. Anarşist yazarların okunması gerekmez yaşanan yerden kaçma fikrinin olması için. Paranın olup olmaması, bir kentte ya da kasabada yaşanması hiçbir şeyi değiştirmez. Bir insan ya gitmek ister ya da kalmak. Gidenler üzüntüyü çarşaf yapıp üzerine yatar ve o çarşafın üzerinde bin bir zevk içinde hayatla sevişir. Kalanlarsa vasat hayatlarını, bir ürünün taban ve tavan fiyatlarına benzeyen taban ve tavan duygular içinde yaşayarak yerleşik düzenin sokak lambaları haline gelir.
Hayat Müslüman semtlerinde göze çarpıcı bir yavaşlık gösterir. Buluşmalar şu veya bu saatte değil, "ikindi sularında..." gibi ölçülere bağlanmıştır. Ben "dakika" denen bir zaman ölçüsü olduğunu 1906 veya 1907'de Yakacık'ta iken Hügnen'in trenlerine yetişmek için koşarken öğrendim.
Bugün faşizm bir partidir, bir ordudur, bir korporasyondur, Bunlar kafi değil, daha fazla bir şeyler olmak, bir hayat tarzı olmak lâzımdır. Farklı karakterdeki Latinlik İtalyanları, Rönesans İtalyanları gibi, Faşizm İtalyanları vücut bulmalıdır; bir hayat tarzı yaratarak, kendimizi günlük haber sayfalarına değil, fakat tarihin sayfalarına kaydedebileceğiz. Bu hayat tarzı nedir? Bu tarz her şeyden önce cesarettir, tehlikelere korkmadan atılma aşkıdır, nihayet mide şişirmekten iğrenmedir.