#hakikat

Bir Hıristiyan inancına bu üç gerçek ile sarılmalıdır: Kutsal Yazıtların gerçekleriyle, içgüdüleriyle keşfettiği gerçeklerle ve yanılmaz akıl zenginliği ile. Dalkavukluk geçimini sağlamaktansa bu üç gerçekle acı içinde ölmek daha iyidir.

İyi ölmek, yanlışla yaşamaktan iyidir (...) ölümden korkan hayatın tadını kaybeder; hakikat her şeyin üstesinden gelir, ölüm üstesinden gelir, çünkü ona hiçbir zorluk çıkmaz, adaletsizlik dayatılmaz.

Bir bilim adamı olmanın bana öğrettiği bir şey varsa, o da hiçbir şeyden asla kesinlikle emin olamayacağınızdır. Gerçeği asla bilemezsiniz. Ona yalnızca yaklaşabilir ve her seferinde ona biraz daha yaklaşmayı umabilirsiniz. Gerçeğe doğru özyineleme (iterasyon) yaparsınız, onu bilmezsiniz.

Doğruyu arayan sadece eskilerin yazdıkları üzerine çalışan ve doğal içgüdüleriyle onlara güvenen değil, aksine onlara olan inancını dizginleyen ve onlardan öğrendiklerini sorgulayan, tartışan ve gözlemleyen, ve doğuştan kusurlu ve bozuk olan insanoğlunun söylemlerine bel bağlamayandır. Bundan dolayı önceki alimleri araştıran kişinin görevi, eğer ki amacı hakikati bulmaksa, kendini tüm okuduklarının düşmanı olarak görmek ve aklını kullanarak okuduğu içeriğin özüne ve kapsamına her açıdan saldırmaktır. Ve aynı zamanda bunları yaparken kendinden de şüphe duymaktır, ki böylelikle önyargıya ve kayırmaya düşmekten kurtulabilsin.

Liste
Yükleniyor…