#güç

Herkes kendisinin en büyük hakemi olduğunu, yeryüzünde hiçbir gücün onun üzerine çıkamayacağını, kendisinin ve bireyselliğiyle ilgili her şeyin egemeni olduğunu ve her zaman olacağını hissetmelidir. Ancak o zaman bütün insanlar can ve mal güvenliğinin farkına varacaklardır.

Dolaşım aracı yalnızca emek verenler tarafından verildiğinden, birdenbire tüm zenginlik ve tüm güçle donatılacaklardı; ve çalışmayanlar, şimdi çok zengin olsalar da, birdenbire yoksul ve güçsüz olacaklardı.

... Ancak çocuk gibi düşünen adamlar şöyle ihtimal edebilirler ki, topların kanunları tarihin kanunlarından güçlüdür, güya Nankin'de ateş açmakla tarihin tekerini tersine çevirmek mümkün... Emperyalizm tarihinde korkutma siyasetinin kendi "temelleri" vardır. Ancak şüphe yok ki, bu siyaseti yararsız ve hiçbir sonuç vermiyor.

Sizi açıkça uyarmam gereken kötü bir alışkanlığınız var. Kürsüye kim çıkarsa çıksın, ne söylerse söylesin, hepsini yürekten bir alkışla karşılıyorsunuz! Yaşasın özgürlük deniyor, alkışlıyorsunuz. Yaşasın devrim deniyor, alkışlıyorsunuz. Bu elbette çok doğru bir şey. Ama birisi çıkıp da kahrolsun silahlar dediği zaman gene alkışlıyorsunuz. Acaba silahsız bir devrimin başarıya ulaşma şansı olabilir mi? Kahrolsun silahlar diye bağıran bir kimse acaba nasıl bir devrimcidir? Bunu söyleyen bir konuşmacı devrimci değil, bir Tolstoycu olsa gerek. Ama neci olursa olsun, bir devrim düşmanıdır, halkın özgürlüğünün düşmanıdır. Kazanmak için gerçekten neye gereksinimimiz var? Üç şeye. Bunu iyi kavrayalım ve akıldan çıkarmayalım: Birincisi silah, ikincisi silah, üçüncüsü gene silah.

Liste
Yükleniyor…