#göçmenlik

Göçmenlerin yüzde 40'ı geçimlerini üretime katkıda bulunmadan sosyal devleti sömürerek sağlıyor, topluma uyum göstermiyor, Almanya için yük oluyorlar.

Hiçbir göçmen grubu Müslümanlar kadar devlet yardımlarından faydalanıp suç işlemiyor.

Benim için iki kültür arasında olmak iyi bir şans. Almanya'da büyümek bana çok şey öğretti. Ben bir dünya vatandaşıyım.

Siyasi iltica akını eski Yugoslavya, Polonya, Çekoslovakya gibi ülkelerin problemlerini çözdüğü için artık eskisi kadar yoğun değil. Taliban zamanında Afganistan'dan, Saddam zamanında Irak'tan gelen mülteci akını bitti. İngiliz devleti bu konuda çok sıkı. Mültecilere para vermiyor doğru dürüst ve onları açlık sınırında tutuyor. Göçmenlerin vize almalarını zorlaştırdıkları için bir şekilde illegal olarak ülkeye giriyorlar.

İnsancıllığın simgesi Meşaleli Kadın'ın başka ülkelerdeki benzerleri artık göçmen adaylarını bağırlarına basmıyorlar;kendi ideolojik savaşlarını başka ülkelerde sürdüren uluslararası terörizmle bağlantıları olup olmadığını ya da vücut salgılarında dünyanın en yeni ölümcül hastalığını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak için, o meşalenin ışığını tıpkı Meşaleli Kadın 'ın yaptığı gibi, gelenlerin gözlerine tutuyorlar.

Kazandığımızda Alman, kaybettiğimizde göçmenim.

İhtiyacımız olan şey sürekli ve amansız bir göçmen akışı. Damla damla değil: önemli göçmen akışları.

Daha fazla Türk ve Arap göçmen istemiyoruz.

Biz, Amerika Birleşik Devletleri, göçmen ülkesiyiz ve bunu bir gerçek olarak kabul etmeliyiz.

İrlandalı Amerikalılar, Siyah Amerikalıların Afrikalı olmalarından daha fazla İrlandalı değillerdir.

Bunu gür ve yüksek sesle söylemeliyiz: Göçmenler ve mülteciler Amerika'yı canlandırıyor ve yeniliyor.

Amerikalı hemşehrilerim, biz bir göçmenler ulusuyuz ve her zaman öyle olacağız. Bizler de bir zamanlar yabancıydık. Astrid gibi çabalayan, umutlu bir göçmeni kovan bir ulus muyuz, yoksa onu içeri almanın bir yolunu bulan bir ulus muyuz? Kutsal Emirler bize bir yabancıya baskı yapmamamız gerektiğini söyler çünkü bir yabancının yüreğini biliriz; biz de bir zamanlar yabancıydık.